Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde tarımda pestisit tehlikesine dikkat çekerek, “Hem çiftçi ve tarım işçilerinin sağlığını korumak, hem de pestisit kullanılan ürünleri tüketen toplumun sağlığını korumak için pestisit kullanımını azaltmaya yönelik politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor” uyarısını yaptı.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“PESTİSİTLERDEN, EN ÇOK BU ZEHİRLERİ UYGULAYAN ÇİFTÇİLER ETKİLENİYOR”

“Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği uyarıyor; gıdalardaki kalıntı sorunları nedeniyle kanserden endoktronolojik hastalıklara kadar pek çok sağlık sorununa neden olan pestisitlerden, en çok bu zehirleri uygulayan çiftçiler etkileniyor.

“BİRİM ALANA ATILAN PESTİSİTLERİN YÜZDE 95’İ HAVA OLAYLARI, YAĞIŞ, SULAMA VS. GİBİ FAKTÖRLERLE ATILDIĞI BÖLGENİN DIŞINA TAŞINIYOR”

Tarım çalışanları pestisitlerin hazırlanması ve uygulanması sırasında; karıştırma, yükleme, püskürtme, ekipman temizleme ve bakım, ayıklama ve toplama sırasında pestisit uygulanmış ürünlere temasla pestisitlere maruz kalıyor. Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık’a göre; çeşitli pestisitlerin zehirli etkisi tarımsal üretim yapılan bir alana atıldığında kimisinin 3 gün, kiminin 30 gün, kimininki 3 ay olmak üzere orada devam ediyor. Önemli bir kısmı çevreye yayılıyor. Bilimsel çalışmalara göre, birim alana atılan pestisitlerin yüzde 95’i hava olayları, yağış, sulama vs. gibi faktörlerle atıldığı bölgenin dışına taşınıyor.

“HORMONAL SİSTEM BOZUCU PESTİSİTLER, ÖZELLİKLE ÇOCUKLAR VE ANNE KARNINDAKİ BEBEKLER İÇİN DAHA TEHLİKELİ”

Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın 41 pestisit etken maddesinin çiftçi sağlığı, tarım işçisi sağlığı, çocuk sağlığı için çok tehlikeli olduğuna ilişkin yaptığı çalışmaya göre; 13 etken madde çiftçiler ve tarım işçileri için çok zararlı. İnsan ve hayvan bedeninin birçok işlevini hormon sistemi düzenlediği için, hormonal sistem bozucu pestisitler sağlığı pek çok açıdan etkiliyor. Çiftçiler bu tür pestisitlere maruz kaldıkları her an; hormonla ilişkili kanser türleri (prostat, testis, meme), metabolizma bozuklukları (obezite, diyabet), üreme fonksiyonu bozuklukları (doğurganlığın azalması, çocuklarda cinsiyet gelişim bozukluğu, örneğin erken ergenlik), kalp ve damar hastalıkları, zihin ve davranış bozuklukları gibi ciddi hastalık riskleriyle karşı karşıya. Hormonal sistem bozucu pestisitler, özellikle çocuklar ve anne karnındaki bebekler için daha tehlikeli.

“KULLANILAN TARIM ZEHİRLERİNİN TOPRAKTAKİ CANLILIĞIN ÖLMESİNE VE SULARIN KİRLENMESİNE NEDEN OLUYOR”

Tarım, dünya çapında ekonomik olarak istikrarsız bir endüstri. Özellikle de Hindistan’da bu istikrarsızlık her anlamda dramatik şekilde kendini gösteriyor. Çiftçiler borçlar, çevresel bozulma ve pestisitlere maruz kalmaya bağlı aşırı kanser oranları nedeniyle yıkıcı baskılarla karşı karşıya kalıyor. Bazı durumlarda, çiftçiler tarım kimyasalları ve sentetik gübrelere bağlı hastalıklar nedeniyle topraklarını işleyemiyor. Çok uluslu şirketlere karşı köklü savaşlarla uğraşıyor, her yıl kredi almak zorunda kalıyorlar. Kullanılan tarım zehirlerinin topraktaki canlılığın ölmesine ve suların kirlenmesine neden olması da çiftçileri zor durumda bırakıyor.

“DÜNYADAKİ 860 MİLYON ÇİFTÇİ VE TARIM İŞÇİSİNİN YÜZDE 44’Ü HER YIL ZEHİRLENİYOR” 

BMC Public Health adlı hakemli dergide yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, dünyadaki 860 milyon çiftçi ve tarım işçisinin yarısına yakını (yüzde 44’ü) her yıl zehirleniyor. 141 ülkeye ait verilerin incelendiği araştırmada pestisit zehirlenmelerinin yol açtığı ölüm sayısı ise yılda yaklaşık 11 bin olarak veriliyor. Kasım 2021’de, Ulusal Sağlık ve Tıp Araştırmaları Enstitüsü (The National Institute of Health and Medicine Research - Inserm), 5 bin 300 bilimsel çalışmaya dayanarak yaptığı açıklamada, pestisitlere mesleki düzeyde maruz kalan yetişkinler ile dört patolojik durum arasında güçlü bağlantıların olasılığını teyit ediyor: Hodgkins-dışı lenfoma (NHL), multipl miyelom, prostat kanseri ve Parkinson’s hastalığı. Pestisitlere mesleki düzeyde maruz kalmak ile iki diğer hastalık arasında güçlü bağlantılar olabileceğini de vurguluyor: bilişsel bozukluklar ve kronik obstruktif akciğer hastalığı / kronik bronşit. 

“PESTİSİT KULLANIMI SONUCU OLUŞAN İNSAN VE ÇEVRE SAĞLIĞINA YÖNELİK ZARARLARIN TAZMİNİ GENELDE MÜMKÜN OLMUYOR”

Pestisit kullanımı sonucu oluşan insan ve çevre sağlığına yönelik zararların tazmini genelde mümkün olmuyor. Çünkü, oluşan sağlık ya da çevre zararı ile pestisit kullanımı arasındaki bağlantıyı bilimsel olarak göstermek çok zor. Bu zorluk, yargı süreçlerinde şirketler lehine bir durum oluştursa da pestisitlere maruz kaldıkları için kanser hastalığına yakalanan kişilerin üretici şirketlere açtıkları tazminat davalarını kazandıkları örnekler de mevcut. Örneğin, ABD’de Dewayne Johnson’ın, Monsanto şirketine açtığı ve 2018 yılında karara bağlanan dava ile Alva ve Alberta Pilliod çiftinin Monsanto-Bayer şirketine açtığı ve 2019 yılında karara bağlanan davada, ot öldürücü glifosat isimli tarım zehrini üreten şirketler yüz milyonlarca dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.

 “CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA NEDEN OLAN PESTİSİT KULLANIMINI AZALTACAK POLİTİKALAR HAYATA GEÇİRİLSİN”

Çukurova Üniversitesi’nde Doktor Saliha Çelik tarafından yapılan bir araştırmada, Adana Ceyhan’daki 66 tarım işçisi ve çiftçiden saç ve kan örnekleri alındı. Kontrol grubu olarak tarımla ilgisi olmayan 66 kişi de bu araştırmaya dahil edildi. Sonuçlara göre: çiftçilerin hepsinin saçında ve yüzde 94’ünün kanında en az bir tarım zehiri var. Kontrol grubundaki tarımla ilgisi olmayan 66 kişiden 55’inin saçında, 52’sinin kanında pestisit var. Bu sonuç, sadece pestisit kullanan çiftçilerin değil, bu ürünleri tüketenlerin de etkilendiğini gösteriyor.

Hem çiftçi ve tarım işçilerinin sağlığını korumak, hem de pestisit kullanılan ürünleri tüketen toplumun sağlığını korumak için pestisit kullanımını azaltmaya yönelik politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor.

 “MESLEK HASTALIĞI OLARAK TANIMLANIYOR AMA TEŞHİŞ KONULMASINDA PROBLEMLER YAŞANIYOR”

 İş Güvenliği Uzmanları Derneği’nden Hakan Göçer, ‘6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu tarım işçilerinin sağlık gözetimlerini zorunlu tutuyor. Tarım işçileri bu kanun ile koruma altında. Ancak kendi adına çalışan çiftçiler bu kanunun dışında tutuluyor. Çiftçinin kendi sağlık gözetimini yapması gerekiyor. Bilgi yetersizliği nedeni ile bu çiftçilerde maruziyet fazla oluyor. Tarım çalışanlarının pestisitlere kronik maruz kalması, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından meslek hastalığı olarak tanımlanıyor. İş göremezlik ve maluliyet tazminatı şeklinde haklar veriliyor. Ancak meslek hastalıklarına ülkemizde hekimler tarafından teşhis konulmasında problemler yaşanıyor. Hekimin hastanın ne işle uğraştığını sormaması nedeni ile uzun süre meslek hastalığı tanısı atlanıyor. Kendi namına çalışan işçilerin koruma tedbirlerinin kendisinden beklenmesi buradaki maruziyeti artırmaktadır. Bu konuda mevzuat düzenlemesine, eğitimler ve sertifikasyon programlarına ihtiyaç var’ diye aktardı.”

PESTİSİT NEDİR?

Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır.

 

 

 

Kaynak: anka