MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sayın Fatma Girik’e Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, ailesine ve sanat camiasına sabır ve baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Sayın Fatma Girik, 79 yıllık bir hayatı tamamlayarak ebediyete irtihal etmiş, geride çok sayıda anı, iz ve eser bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Dört yapraklı yoncadan birisi kopmuştur” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yeşilçam'ın usta oyuncusu Fatma Girik’in 79 yaşında hayatını kaybetmesi nedeniyle taziye mesajı yayınladı. Bahçeli’nin sosyal medya hesabından paylaştığı mesaj şöyle:   

“Sayın Fatma Girik’e Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, ailesine ve sanat camiasına sabır ve baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Türk sinemasına emek verip gelişmesi için sorumluluk üstlenenler arasında vefat etmiş olanlara rahmet, hayattakilere de sağlıklı ömürler temenni ediyorum.

Sayın Fatma Girik, 79 yıllık bir hayatı tamamlayarak ebediyete irtihal etmiş, geride çok sayıda anı, iz ve eser bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Dört yapraklı yoncadan birisi kopmuştur. Oynadığı roller ise geleceğe yazılmış bir mektup olarak miras kalmıştır.

En güzel filmleri izledik. En çarpıcı hikayelerde kendimizi bulduk. Bazen hüzünlendik, bazen gülümsedik, bazen de ibret aldık. Ama oynadıkları karakterlerle bütünleşen sanatçılarımızı hiç unutmadık. Bunlardan birisi de Sayın Fatma Girik’tir. O sinemanın mavi bakan gözüdür.

Sanatçı, eserleriyle konuşan, filmleriyle seslenen, verdiği mesajlarıyla öne çıkan, bizi bize anlatan, belki de hepimize ayna tutan bir mertebenin sahibidir. Yeşilçam’ı bir nehre benzetirsek, on yıllar boyunca bu nehirde ıslanan, bu nehirden akan pek çok isim olmuştur.

Yeşilçam, Türk sinemasının yüz akı, yüksek arkıdır. Siyah beyazlı yıllarımızın pek çok sahnesi canlı bir resim gibi hatıralarımızın duvarında asılıdır. Düşüncesi ve siyasi eğilimi ne olursa olsun, milletimizin gönlünde taht kuran sanatçılarımız bizim gurur kaynağımızdır.

Esasen sanatçı bir adım önde olan, olması gereken, topluma rol modellik yapan örnek şahsiyettir. Sanatçı ayıran değil birleştiren, uzaklaştıran değil yakınlaştıran, kutuplaştıran değil kucaklayan, göz ile gönül arasında köprüler kurmayı başaran ortak ve simgesel değerdir.

Sanatçı, bir milletin ruh kökünü telif eden, saklı kalmış hissiyat ve özlemlerine tercüman olan edip, edep ve eser müellifidir. Sanat, sanat için değil de insan ve toplum için yapılırsa gerçek hüviyetiyle buluşacak, gelişmiş bir hürriyet ve hüsnüniyetle billurlaşacaktır.”

Kaynak: anka