Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Ülkemizdeki mevcut yönetim krizinin en ağır maliyetini kadınlar ödüyor. Bu nedenle gece yarısı tek bir kişinin imzası ile çıkılan İstanbul Sözleşmesi'ni savunmaya devam edeceğiz. Çünkü kadına yönelik şiddetin öncelikle bir zihniyet sorunu olduğunu biliyoruz, bunu yüreklendirecek her türlü siyasi hamlenin karşısındayız" dedi.

DEVA Partisi'nin Kadın ve Adalet Eylem Planı, İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Toplantıda konuşan Ali Babacan, iktidarlarının ilk 90 gününde ve ilk 360 gününde uygulamaya koyacakları politikaları kamuoyu ile paylaşmaya devam ettiklerini söyledi. Babacan, "Çünkü biz, seçimlerin ardından, göreve geldiğimiz ilk dakikada dahi ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz. Eski alışkanlıklar gibi, ‘Yaparız’, ‘Bakarız’, ‘Hele bir seçilelim’ zihniyetinde asla değiliz" dedi.

Babacan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

‘HELE Bİ SEÇİLELİM YAPARIZ’ ZİHNİYETİNDE ASLA DEĞİLİZ: “DEVA Partisi olarak bir ilke imza atıyoruz. Siyasi tarihimizde ilk defa, seçimlerden çok önce, iktidar olduğunda neler yapacağını detaylı olarak, madde madde, bütçesiyle, takvimiyle, eylem planları olarak açıklayan ilk partiyiz. Çünkü biz, seçimlerin ardından, göreve geldiğimiz ilk dakikada dahi ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz. Eski alışkanlıklar gibi ‘yaparız’, ‘bakarız’, ‘hele bir seçilelim’ zihniyetinde asla değiliz. İşte bu nedenle iktidarımızın ilk 90 gününde ve ilk 360 gününde uygulamaya koyacağımız politikaları, en somut biçimiyle halkımızla paylaşıyoruz.

ÜLKEMİZDEKİ YÖNETİM KRİZİNİN EN AĞIR MALİYETİNİ KADINLAR ÖDÜYOR: Ülkemizdeki mevcut yönetim krizinin en ağır maliyetini kadınlar ödüyor, bunu çok iyi biliyoruz. Her hanenin geçim yükünü üstlenenler kadınlar. Yokluğu, yoksulluğu en derinden fiilen yaşayanlar yine onlar. Demokrasi kriziyle, eşitliğe aykırı muameleyle en çok muhatap olan onlar. Hukuk kriziyle her alanda hukuksuzluğu iliklerine kadar yaşayan onlar. Hakkını ararken dahi ‘Başında örtü var’, ‘Kılığına kıyafetine bak’, ‘O saatte ne işi varmış’ gibi her türlü haksız ve hadsiz müdahaleyle karşılaşan onlar. Tüm bu krizlerin bedelini maalesef canlarıyla ödeyenler de kadınlar.

KADINLARIN TÜM KARAR MERCİLERİNDE SÖZ SAHİBİ OLMASI GEREK: Partimizin programında da açıkça yazdığımız üzere toplumsal cinsiyet eşitliğine önem veriyoruz. Kadınların her alanda eşit hak ve şartlarda olması gerektiğine ve bunun için birlikte çalışmanın zorunluluk olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle partimizde ‘kadınlar kolu’ gibi ayrı bir yapılanma bulunmuyor. Kadınları ‘yardımcı güç’ veya seçimden seçime sahaya sürülecek ‘yedek kuvvet’ olarak görmüyoruz. Çünkü biz, tüm karar mercilerinde kadınların söz sahibi olması gerektiğini düşünüyoruz.

SİYASİ PARTİLERDEKİ EN YÜKSEK KADIN KOTASI YÜZDE 35 İLE BİZDE: Şu an partimizde yüzde 35 cinsiyet kotası var. Eşitliği sağlayana dek en az yüzde 35 ile hareket etmeyi şart koştuk. Bu, tüm siyasi partiler içindeki en yüksek kotadır. Çünkü biz, ‘Kadın erkek yan yana yürüyeceğiz’ dedik. ‘Siyaset sadece erkeklere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir’ dedik.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ: Bizim ülkemizde, hatta bu şehirde imzalanmış, adımızı verdiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, sahip çıkıyoruz. Bu nedenle gece yarısı tek bir kişinin imzası ile çıkılan sözleşmeyi savunmaya devam edeceğiz. Çünkü kadına yönelik şiddetin öncelikle bir zihniyet sorunu olduğunu biliyoruz, bunu yüreklendirecek her türlü siyasi hamlenin karşısındayız.

YASALARIN ÖNLEYİCİ GÜCÜNÜ ORTAYA ÇIKARACAĞIZ: Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla oluşturulmuş tüm yasal düzenlemelerin etkin biçimde uygulanmasının takipçisiyiz. Her ne kadar belli bir dönemde iç hukukumuzda olumlu düzenlemeler yapılmış olsa da uygulamadan kaynaklanan sorunları biliyoruz, görüyoruz. Bu nedenle bu sorunları ortadan kaldırmak üzere gerekli her türlü tedbiri alacağız, yasal düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. Yasaların önleyici gücünü ön plana çıkaracağız.

KADIN HAREKETİNE BU ÜLKENİN BİR FERDİ OLARAK TEŞEKKÜR EDİYORUM: Aslolan şiddet olaylarının gerçekleşmesini önlemek. Olay olduktan sonra ceza önemli ama cezanın asıl amacı biliyorsunuz caydırıcılık. Uygulamada haksız sonuçlara yol açan ‘iyi hal indirimi’ gibi düzenlemeleri kadın hak ve özgürlüğünü koruyacak şekilde yapılandıracağız. Bir kez daha buradan, ülkemizde senelerdir yılmadan, baskılara aldırmadan mücadelesine devam eden kadın hareketine bu ülkenin bir vatandaşı olarak teşekkür ediyorum.”

Toplantıda ‘Kadın İçin Adalet Eylem Planı’nın detaylarını paylaşan DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen de önceliklerinin şiddettin koruyucu, önleyici tedbirlerle ortaya çıkmasını engellemek ve bu konuda sıkıntı yaşaması muhtemel kişilerin adalete kolayca erişimlerinin sağlanması ve caydırıcı yaptırımlarla potansiyel katillerin engellenmesi olduğunu söyledi. 

Elif Esen özetle şöyle konuştu:

"ÜÇ KADINDAN BİRİ YAŞADIĞI ORTAMDA, ÜLKEDE KENDİSİNİ HUZURLU VE GÜVENDE HİSSETMİYOR"

"Son yapılan araştırmalardan biri, bugün üç kadından birinin toplumda, evinde, iş yerinde kendini güvende hissetmediğini ortaya çıkarıyor. Devletin bu konuyla ilgili yapmış olduğu son araştırma ise 2014 yılına dayanıyor. O yılda da veriler son derece vahim; 10 kadından 6’sının şiddet gördüğünü gösteriyor. Ama bu son veriye baktığımızda, üç kadından biri yaşadığı ortamda, ülkede kendisini huzurlu ve güvende hissetmiyor. Şiddeti önlemek konusunda bakış açımız şöyle: Öncelikle şiddettin koruyucu, önleyici tedbirlerle ortaya çıkmasını engellemek bizim asli hedefimiz olacak. Bu konuda sıkıntı yaşaması muhtemel kişilerin adalete kolayca erişimlerinin sağlanması ve caydırıcı yaptırımlarla potansiyel katillerin engellenmesi de ikinci önceliğimiz."

"YASAL DÜZENLEMELERİN ETKİN BİR BİÇİMDE UYGULANMASININ TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"

Esen, 'Kadın İçin Adalet Eylem Planı’nın detaylarına ilişkin şu bilgileri verdi: 

- “Kadınlara yönelik şiddetle mücadele amacıyla oluşturulmuş tüm yasal düzenlemelerin etkin bir biçimde uygulanmasının takipçisi olacağız.

- Kadına yönelik şiddete yol açan psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve kültürel nedenlerle ilgili toplumda farkındalık yaratacak çalışmalar yapacağız.

- İstanbul Sözleşmesi'nin tekrar tarafı olacağız.

"KADINA YÖNELİK ŞİDDET İLE İLGİLİ OLARAK CAYDIRICI CEZALARA YER VERECEĞİZ"

- Ceza sisteminde değişiklikler yaparak kadına yönelik şiddet ile ilgili olarak caydırıcı cezalara yer vereceğiz.

- Cezaevindeki kadınların yaşam koşullarını ve ihtiyaçlarını temel hak ve özgürlükler kapsamında iyileştirecek, yasal ve yapısal her türlü gerekliliği yerine getireceğiz.

- Cezaevinde anneleriyle kalan çocukların mekansal koşulları, oyun-oyuncak, besin, dışarıyla teması ile sağlık ve eğitime erişim koşullarının iyileştirilmesini sağlayacağız.

- Çıplak arama uygulamasına son vereceğiz.”

Kaynak: anka