Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Bugünlerde yeni bir askeri operasyonun sesleri geliyor. Hükûmete sesleniyorum: Sakın ha yapılacak veya yapılabilecek askeri operasyonları ekonominin bozulmasına mazeret olarak göstermeyin. Böyle bir kolaycılığa kaçmayın” dedi.

Babacan, Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesinde, partisinin ilçe teşkilatı kongresinde konuştu. Babacan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“BİR GECEDE YOKSULLAŞAN BİR BAŞKA GECE DE YİNE YOKSULLAŞAN BİR ÜLKE OLDUK: AK Parti iktidarının ilk yılları, istişare mekanizmalarının işletildiği ve kararların ortak akla dayanarak alındığı yıllardı. Özellikle, Avrupa Birliği istikametinde attığımız adımlar, ülkemizin insan hakları ve demokratikleşme tarihine altın harflerle yazıldı. Hikâye 2001-2002’de başladı, 2013’te zirveye ulaştı. Şimdi ikinci bölümü başlıyor. Aynı parti şu anda iktidarın büyük ortağı ama maalesef ortak akıl kayboldu. O günlerde tüm bu icraatın altında imzası olan kişiler bizler gibi tek tek ayrıldı. Yanlış insanlar yönetim kadrolarına girmeye başladı. Ortak aklın yerini tek bir kişinin keyfi yönetimi aldı. Hukuk adalet ayaklar altına alınmaya başlandı. Sonuçta olağanüstü hâl sürerken yapılan bir referandumla tüm yetki tek bir kişinin eline teslim edildi. Şu anda Türkiye gece yarısı kararnameleriyle yürütülen bir ülke haline geldi. Merkez Bankası başkanları mevsimlik işçiye döndü. Bir gecede yoksullaşan bir başka gece de yine yoksullaşan bir ülke olduk.

TÜRKİYE NARKODEVLET OLARAK ANILMAYA BAŞLADI: Yine bir gece yarısı baktık, Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden tek imza ile çıkmış. Bu geri adımla beraber kadına şiddete adeta müsemma gösteren bir ortam oluştu Türkiye’de. Her alanda ama her alan Türkiye geri gidiyor. Kürt sorunu diriltildi. Ülkemiz bir çözümsüzlük girdabı içine kuru hamasete hapsedildi. Gündemi yeniden mafyalar ve çeteler belirler hale geldi. Türkiye uluslararası uyuşturucu trafiğinin göbeğinde yer alan bir narkodevlet olarak anılmaya başladı.  

DÜĞÜN BÖYLE OLUNCA KAMBER EKSİK OLUR MU?: Tek bir kişinin çevresinde oluşan rant lobisi sürekli devrede artık. Defalarca değişen ihale kanunuyla 84 milyonun sürekli hakkı yeniyor. Her türlü kamu projesi çok pahalıya mal ediliyor. Sayın Erdoğan’a yapılan her eleştiri suç sayılmaya başlandı. Kendisi eleştirdiği zaman sorun yok ama biri onu eleştirirse ‘Vay Cumhurbaşkanı nasıl böyle söylersin’ diye dava açılıyor soruşturma başlatılıyor. Farklı fikirler kolayca artık düşmanlaştırılıyor bu ülkede. Eleştiren herkese ‘düşman’ dediler. Ülkede büyük bir KHK zulmü de yapıldı yapılıyor. Ülkede bu kadar sıkıntı var bu kadar sorun var bu kadar kriz var, düğün böyle olunca kamber eksik olur mu, o da yerini aldı. Krizlerin ortağı Bahçeli yine her zamanki gibi şu andaki krizinde ortağı. Ne zaman iktidar ortağı olsa memlekette kriz oluyor.

ERDOĞAN HİÇ KUSURA BAKMASIN: Ortak aklın çalıştırıldığı dönemde ilmek ilmek ördüğümüz bu demokratikleştirme hikayesini böyle sona ermesine izin verecek miyiz? Bu ülke çok büyük başarılara imza attı. Biz o başarıların yerle bir olmasına izin vermeyeceğiz. Sayın Erdoğan hiç kusura bakmasın. Biz ülkenin demokratik kazanımlarının o eski günlere dönmesine izin vermeyeceğiz. Bunun için Demokrasi ve Atılım Partisi’ni kurduk.

ELİNİ TUTAN MI VAR: Şu anda Türkiye’de Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz Avrupa’nın en yükseği, yüzde 18. Bu ülkenin hazinesi şu anda yüze 20 faizle borçlanıyor. Daha bir ay önce hazinenin borçlanma faizi yüzde 17-18’di. Bir ayda iki üç puan daha arttı. Daha bir ay önce döviz kuru, dolar kuru 8,30’du. Bugün çıktı 9,25’e 9,30’a. Hem kur arttı hem faiz arttı hem de enflasyon artıyor. Bütün yetki elinde. Elini tutan mı var. Madem ‘ekonomistim’ diyorsun. Madem ‘benim alanım ekonomi’ diyorsun. Şu ekonomiyi düzelt. Niye düzeltemiyorsun. Üç sene üç ay olmuş bütün yetkiyi elinde toplamışsın artık bir mazeretin olamaz. Yapamaz, yapamayacak.

YENİ BİR ASKERİ OPERASYONUN SESLERİ GELİYOR: Bugünlerde yeni bir askeri operasyonun sesleri geliyor. Burada açıklıkla ifade ediyorum, hükûmete sesleniyorum: Sakın ha yapılacak veya yapılabilecek askeri operasyonları ekonominin bozulmasına mazeret olarak göstermeyin. Ekonomi zaten bozuldu, bozuluyor. Böyle bir kolaycılığa kaçmayın. Bu ülkenin ekonomik gücü iyiyken; tabi ki kendini savunur tabi ki gerekeni yapar ama sakın ola bir iki hafta sonra çıkıp da ‘Ne yapalım, askeri operasyon yaptık, maliyeti büyük, onun için ekonomi bozuldu, bozuluyor’ demeyin. Daha operasyon yokken kur fırlamış gitmiş. Faiz fırlamış gitmiş. Faizin de kurun da enflasyonun da yükselmesinin sebebi kötü yönetimdir.”

 

Kaynak: anka