Haber: MAHİR BAĞIŞ – Kamera: FATİH NAZIM EFE

Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (ASMMO) Başkanı Turgut Bahadır, ekonomik krizden ancak üretimle çıkılabileceğini belirterek, “Tarımın, çalışanların desteklenmesi gerekiyor. Onlardan alınan vergi yüklerinin azaltılması gerekiyor. Beton ekonomisine değil üretime yöneldiğinde aslında sorunların çözüleceği görülecektir” dedi. Bahadır, meslektaşlarını odanın 29 Mayıs’ta yapılacak genel kurulunda oy kullanmaya çağırdı.

ASMMO Olağan Genel Kurulu, 28-29 Mayıs’ta yapılacak. ASMMO Başkanı Turgut Bahadır, genel kurul öncesi Türkiye ekonomisi, muhasebeciler ve mali müşavirlerin sorunları ve taleplerine ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.

“BETON EKONOMİSİNE DEĞİL ÜRETİME YÖNELİNDİĞİNDE ASLINDA SORUNLARIN ÇÖZÜLECEĞİ GÖRÜLECEKTİR”

Türkiye ekonomisinin betona dayalı olmasından kaynaklı bir çıkmaza girdiğini ve üretime yönelmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

“2021’nin mart ayında başlayan pandemiden kaynaklı ekonomik olarak piyasa bir sirkülasyona uğradı. Birçok işyerinin kapandığını görüyorsunuz, bu aslıdan orada çalışan işçilerin emekçilerin işsiz kalması anlamına geliyor. Aradan 2 yıl geçti baktığınızda bunların tamamen piyasaya yansıdığını görüyoruz. Enflasyon sokakta farklı TÜİK rakamları farklı, kira artışlarından görüyorsunuz İstanbul’da 10 bin, 20 bin liraya kiralar söz konusu. Dolayısıyla bu ekonomik durumdan çıkmak ancak üretimle olabilecek bir şey, tarımın desteklenmesi gerekiyor, çalışanların desteklenmesi gerekiyor, onlardan alınan vergi yüklerinin azaltılması gerekiyor. Beton ekonomisine değil üretime yöneldiğinde aslında sorunların çözüleceği görülecektir.

Ülkemizde yüzde 65 civarından tüketimden alınan vergi var, yüzde 35’te kurumlar ve gelir vergisi olarak alınan vergi var. Kurumlar ve gelir vergisi rakamları ne kadar yüksek olursa orada istihdamın olduğunu, çalışanların daha fazla olduğunu göreceğiz. Avrupa’ya baktığınızda bu oranlar neredeyse yarı yarıya, doğru olan da bu oranların yarı yarıya olmasıdır. Bu anlamda süreç bu şekilde ilerliyor ama bu sürdürülebilir bir durum değil.

“BİZE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPILIYOR”

Muhasebeci ve mali müşavirlerin sorunlarından da bahseden Bahadır, şunları söyledi:  

“Ücret tarifemiz her yılın sonunda yayınlanıyor. Burada yayınlanan ücret tarifemizde yüzde 25 gibi artış söz konusu ama enflasyona baktığınızda yüzde 60’lara dayanan bir enflasyon. Örneğin en çok kullandığımız A4 kağıtlar, klasörler burada 10 kata yakın artış söz konusu, dolayısıyla meslektaşlarımızın bu anlamda sıkıntıları var. Ücret tarifelerini yıllık yapıyoruz, eylül-ekim ayında bakanlığa tarifeyi verdik ancak enflasyon patladı, bizim bin liraya yapmış olduğumuz bir sözleşme rakamları siz hesap edin 300-400 liraya düşmüş durumda. Meslektaşlarımız ekonominin çarklarının dönmesi noktasında taşın altına elini değil vücudunu koyuyor. Burada bize üvey evlat muamelesi yapılıyor, örnek olarak katma değer oranı avukatlarda, doktorlarda yüzde 8 olarak uygulanırken bizde yüzde 18 olarak uygulanıyor.

“YENİ SEÇİM SİSTEMİYLE ODALAR YÖNETİLEMEZ HALE GELİYOR”

2008 yılında bizim 3568 sayılı yasa değişti, bu yasanın değişmesiyle nispi seçim sistemi geldi. Hiçbir meslek odasında olmayan bir uygulama bu, çeşitli gruplar seçime giriyor almış oldukları oyla ilk önce bire, ikiye, üçe, dörde, beşe bölünüyor en üste kalanlar yönetime giriyor. Fakat durum böyle olunca odalar yönetilemez hale geliyor. 29 Mayıs’ta oy kullanacağız genel kurulumuzda 8 tane grup ve insanlar gelecek oy kullanacaklar, birçok oy çöp olacak.”

28-29 Mayıs’ta yapılacak genel kurulda Ankara Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Grubu’nun başkan adayı olan Bahadır, meslektaşlarını genel kurula katılarak oy kullanmaya davet etti. Bahadır, şöyle konuştu:

“Her türlü eleştiriye, görüşe, öneriye açık olduğumuzu her platformda söyledik. Biz şunu söylüyoruz; birlikte üreten birlikte yöneten bir oda anlayışı…Bizim her şeyim açık, şeffaf, herkesin her şeyi söyleyebileceği bir ortam var. Meslektaşlarımı 29 Mayıs’ta demokratik haklarını kullanmaya, oy kullanmaya davet ediyorum.”

 

Kaynak: anka