Ankara Tabip Odası, Samsun'da görev yaptığı sırada birlikte çalıştığı sağlık çalışanının eski eşi tarafından öldürülen Dr. Aynur Dağdemir'in altıncı ölüm yıl dönümünde, "Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok" açıklamasını yaptı.

Ankara Tabip Odası'nın (ATO) "Dr. Aynur Dağdemir'i anıyoruz, sağlıkta şiddete karşı etkin ve güvenli işyerleri istiyoruz" sloganıyla yaptığı basın açıklamasını, ATO Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu Üyesi Dr. Benan Koyuncu okudu.

Açıklama özetle şöyle:

"YALNIZCA 2020 YILINDA, 12 BİNE YAKIN BEYAZ KOD VERİLEN SAĞLIKTA ŞİDDET OLAYI YAŞANMIŞTIR"

"Samsun’da görev yaptığı esnada birlikte çalıştığı sağlık çalışanının eski eşi tarafından bıçaklanarak katledilen Dr. Aynur Dağdemir’in bugün aramızdan ayrılışının yıl dönümü. Dağdemir, çalışma arkadaşını şiddetten korumak isterken öldürüldü. Bu olay, sağlıkta şiddetin ve kadına yönelik şiddetin en can yıkıcı noktasında duruyor. Doktor Aynur Dağdemir, çalıştığı özel hastaneye elinde ekmek bıçağı ile giren erkek tarafından altı yıl önce bugün öldürüldü. Dr. Edip Kürklü’yü, Dr. Göksel Kalaycıoğlu’nu, Dr. Ersin Arslan’ı, Dr. Kamil Furtun’u, Dr. Hüseyin Ağır’ı, Dr. Fikret Hacıosman’ı da işyerlerinde uğradıkları şiddet sonrası kaybettik. Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor, her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır. Yaptığımız ankette hekimlerin yüzde 84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir. Tüm bunlara rağmen hâlâ işyerlerimizde şiddetten koruyacak önlemler alınmazken, çıkarılan sağlıkta şiddet yasası algıyı yönetmeye çalışmak dışında bir işe yaramamıştır.

"CANINA KIYAN DR. MELİKE ERDEM, BU ŞİDDETİN EN AĞIR GÖSTERGESİ OLMUŞTUR"

Şiddete, yalnızca hastaneye başvuranlar tarafından değil ekranlardaki dizilerde, gazetelerdeki köşe yazılarında, politikacıların sözlerinde, idarecilerin baskılarında da tanıklık ediyoruz. Çıkarılan SABİM hattı ile de tüm hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından psikolojik şiddete, ağır duygusal yüke maruz bırakılıyor. Acil asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM’e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobbinge maruz kaldığı için canına kıyan Dr. Melike Erdem, ne yazık ki bu şiddetin en ağır göstergesi olmuştur.

"SAĞLIKTA ŞİDDET, SİYASETÇİLERİN ŞİDDET ÜRETEN POLİTİKALARINDAN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ"

Sağlıkta şiddet; genel şiddet ikliminden, siyasetçilerin şiddet üreten politikalarından da ayrı düşünülemez. Özellikle son yaşanan olaylarda erkek hastalar tarafından kadın sağlık çalışanlarına yönelik art arda gelen saldırılara tanıklık ediyoruz. Elbette bunların tesadüf olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilişkili olduğunu biliyoruz. Bir yandan kadına yönelik şiddete dur demek için İstanbul Sözleşmesi’ni savunurken; diğer yandan hekime, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonlanması için etkili ve caydırıcı yasaların çıkması için mücadele veriyoruz.

"ARTIK ŞİDDET DOĞURAN SAĞLIK SİSTEMİNDE, GÜVENSİZ İŞYERLERİNDE ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ"

Birlikte çalıştığı sağlık personelinin eski eşi tarafından öldürülmesine engel olan, sevgili Aynur Dağdemir’in cesaretli dayanışmasını büyütmek ve şiddeti bitirmek için birlikte mücadele ediyoruz. Hekimlerin gördüğü her şiddette, yaşamdan hoyratça koparılan her kadında yüreğimiz ve aklımızla söz veriyoruz sana Aynur! Söz veriyoruz Melike’ye, Ersin’e, Kamil’e, Gülnur’a… Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok.

"SAĞLIKTA ŞİDDETİN ANA KAYNAĞI OLAN NEOLİBERAL SAĞLIK POLİTİKALARINDAN DERHAL VAZGEÇİLMESİNİ İSTİYORUZ"

Sağlıkta şiddetin ana kaynağı olan neoliberal sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini, sağlıkta şiddet için Türk Tabipleri Birliği'nin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılmasını, sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılmasını, güvenli işyerleri oluşturulmasını, tüm işyerlerinde kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konup etkili bir şekilde uygulanmasını, iş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesi'nin imzalanmasını talep ediyoruz."

Kaynak: anka