TAMER ARDA ERŞİN

Ankara Barosu’nun 66. Olağan Genel Kurulu’nda imza krizinin ardında konuşan mevcut Başkan Erinç Sağkan, “Öldürülen avukatların ülkesinde bizi ayıran tüm farklılıklardan sıyırılarak, Türkiye Cumhuriyetimiz, insan hakları ve insan onuru için mücadele ediyoruz. Hayalini kurduğumuz hukuk devleti bizim cübbelerimizle yükselecek” dedi. Başkan adayı İlke Işık ise baronun demokratik olarak yönetilemediğini kaydederek, “Baromuz gerçekten demokratik ve katılımcı olsaydı, meslektaşlarımız kendi barosu olarak görseydi, bu genel kurula gelirdi. Sadece oy vermek için, para cezalarına maruz kalmamak için genel kurulun bir parçası olmazdı” dedi.

Ankara Barosu’nun saat 09.00’da başlaması beklenen 66. Olağan Genel Kurulu’nu saat 17.00’a kadar son dakika toplanan imzalarla başladı. Genel kurul için gereken 2 bin 84 imza son dakika avukatların koşarak imza atmaya gelmesiyle toplandı. İmzaların toplanmasının ardından mevcut Baro Başkanı Erinç Sağkan alkışlandı.

Demokratik Sol Grubu adayı mevcut Baro Başkanı Erinç Sağkan, Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubunun adayı İlke Işık, Mesleğe Vefa Grubu’nun adayı Sezgin Özkan, Doğrudan Demokrasi Hareketi adayı Nihad Karslı ve Avukat Hakları Grubu’nun adayı Nazlı Didem Moğulkoç genel kurulda yarışacak.

Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, pandemi nedeniyle genel kurullarının ertelendiğini ve bu durumun “hukuksuz olduğunu” belirtti. Sağkan, çoklu baro yasası ile baroların parçalanmak istendiğini kaydederek, “Bizzat bizlerin elleri kullanılarak savunmayı parçalamak isteyenlere yanıtı bizzat avukatlar vermiştir” dedi.

“HAYALİNİ KURDUĞUMUZ HUKUK DEVLETİ CÜBBELERİMİZLE YÜKSELECEK”

Sağkan, Türkiye’de tarihi bir süreçten geçildiğini kaydederek, şunları söyledi:

“Adalet arayan çocukların, isimsiz bir savaşta daimi mahkum olan kadınların, kesilmiş ağaçların, yakılan ormanların, kurutulan göllerin, bacakları kesilen köpeklerin, iş kazası görünümü verilmeye çalışılan cinayetlerin, toplu mezara dönüşmüş maden ocaklarının olduğu her yerde ve adalet arayan kim varsa yanında olan meslektaşlarım, bu sefer de sesi kesilmeye çalışılan meslek örgütlerine ses teli. Hangi ideolojiden, gruptan, fikirden olursa olsun Ankara Barosu avukatları dünyanın gözü önünde kıymeti bugün bilinen tarihe çoktan sahip olmuştur. Çoklu baro yasası ile baroları parçalayarak savunmaya en büyük zararı bizzat bizlerin ellerini kullanarak vermek isteyenlere en büyük cevabı yine Ankara Barosu avukatları vermiştir. Üzerlerindeki tüm baskıya rağmen bu cinayete ortak olmayan tüm meslektaşlarıma huzurlarınızda şükranlarımı sunmak istiyorum.

“MUTLULUK BELLEKLERDE KALDI”

Mesleklerimizi icra etmeye çalıştığımız hukuk sistemi cezaevleri ağzına kadar gazetecilerle, akademisyenlerle, avukatlarla dolu, 15 yaşındaki çocukların cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alındığı, doğasını korumak isteyen köylülerin kamu görevlilerince yerlerde sürüklendiği, baro başkanımız Tahir Elçi’nin gözlerimiz önünde hurharca öldürüldüğü ve katillerinin bulunamadığı, meslektaşlarımızın haciz mahallerinde, adliye önlerinde, ofislerinde bıçaklandığı, katledildiği, müvekkilleriyle özdeşleştirildiği için tutuklandığı, avukatların ikinci bir baroya üye olmamaları durumunda tehdit edildiği, tren kazasında yakınları katledilmiş insanların açıklamalarının polis engeline takıldığı, korkunun ve gelecek kaygısının toplumun en kılcal damarlarına kadar sızdığı yani umutsuzluğu en üst, mutluluğun ise artık sadece belleklerde kaldığı hukuk sistemi haline gelmiştir.”

“HAYALİNİ KURDUĞUMUZ HUKUK DEVLETİ BİZİM CÜBBELERİMİZLE YÜKSELECEK”

Bu sorunların hiçbirinden avukatlar sorumlu değildir. Ancak tüm bu sorunların birincil mağduru savunma ve vatandaş sıfatlarıyla avukatlardır.  Bizler her sabah uyanıp mesleğimizi icra etmeye, tüm bu tehditler altında ama inadına umutla ve cesaretle başlamak zorunda kalan bir mesleğin üyeleriyiz. Öldürülen avukatların ülkesinde bizi ayıran tüm farklılıklardan sıyırılarak, Türkiye Cumhuriyetimiz, insan hakları ve insan onuru için mücadele ediyoruz. Hayalini kurduğumuz hukuk devleti bizim cübbelerimizle yükselecek.”

Sağkan, yönetimleri döneminde yaptıkları faaliyetleri anlattı. Sağkan Ankara’ya tek bir adliye binasın yapılması için Adalet Bakanlığı ile görüştüklerini bildirerek, “En önemli sorunlarımızdan biri olan adliye binasının tamamlanması, fiziki şartların sağlanması elzemdir” dedi.

“ANKARA BAROSU MESLEKTAŞLARIMIZIN DIŞINDA BİR ŞEY GİBİ”

Baro Başkanı adayı İlke Işık, genel kurulun geç başlatılmasını eleştirerek, şunları belirtti:  

“Sabahtan beri yaşananları genel kurulumuzun bir türlü başlamamasına bütün hazirun takip etti. 11 aydır toplanamıyoruz. Bu genel kurul gerçekleşmeliydi. Pandemi, halk sağlığı dendi. Spor kulüpleri yaptı, iktidar partisi AKP bütün genel kurallarını tamamladı. Baroların genel kurullarını yapmasına izin verilmedi. Az önce benzer bir şeyi yaşayacaktık. 15 gün sonraya ertelenseler bile konuşuldu. Sabahtan beri standımızdayız. 17’ye kadar yaşananların baromuz, mesleğimiz, baromuzun nasıl yönetilmemesi gerektiğiyle ilgisi var. Neden meslektaşlarımız gelmiyor. Neden iki yılın muhasebesini burada hep birlikte yapma ihtiyacı duymuyorlar. Çünkü Ankara Barosu meslektaşlarımızın dışında bir şey gibi…

“SADECE PARA CEZASINA MARUZ KALMAMAK İÇİN GENEL KURULUN PARÇASI OLMAZDI”

Mesleğin sorunlarını ve neye ihtiyacımız olduğunu konuşmayacak mıyız? Ama böyle yürümüyor işler… Baromuz gerçekten demokratik ve katılımcı olsaydı, meslektaşlarımız kendi barosu olarak görseydi, bu genel kurula gelirdi. Sadece oy vermek için, para cezalarına maruz kalmamak için genel kurulun bir parçası olmazdı.”

 

 

Kaynak: anka