TUĞÇE BİÇER

Taliban’ın Afganistan’daki ilerleyişi ve Taliban’dan kaçan Afganların Türkiye’ye göç etmesi gündemdeki yerini koruyor. Uzmanlar, Türkiye’nin Afganistan’daki askeri varlığını ve Afganistan’dan Türkiye’ye yönelen göç dalgasını ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.

Emekli Tuğgeneral Ali Er, İYİ Parti Aydın Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi, emekli Büyükelçi Aydın Adnan Sezgin, Gelecek Partisi Dış İlişkiler Başkanı emekli Büyükelçi Ümit Yardım ve Prof. Dr. İlhan Uzgel, Afganistan’da yaşanan gelişmeleri ANKA’ya yorumladılar.

Emekli Tuğgeneral Ali Er, “Taliban net olarak Türkiye’yi hedef alan bir açıklama yaptı. Buna ne ‘bir iletişim hatası’ diyebiliriz ne de ‘arkasında bir komplo teorisi var’ diyebiliriz. Çok net. Taliban, ‘Ben, Afganistan’ın bütünündeki egemenliğimi ilan etmek istiyorum; bunun için de bu ülkedeki yabancı güçleri kendime düşman görüyorum’ diyor” dedi.

“ASKERİN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI, MEHMETÇİĞE YAPILACAK EN BÜYÜK HAKARET OLUR”

Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamak için gönüllü olmasını da değerlendiren Er, “Ortaya çıkıp da ben yaparım demenin tek bir açıklaması olabilir; bizim bilmediğimiz stratejik hedefleri vardır. Bizim bilmediğimiz, karanlık kapılar arkasında planlanmış çıkar odaklarının hesapları olabilir. Böyle bir şey varsa askerin bu şekilde kullanılması, Mehmetçiğe yapılacak en büyük hakaret olur” diye konuştu.

Ali Er, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AFGAN KARDEŞLERİMİZ İÇİN ORADA DEĞİLİZ”

“Bizim için ‘terörist’ konumundaki bu yapı, ne yaparsanız yapın ABD tarafından uluslararası bir fiili otorite, güç olarak Afganistan’da kabul edildi; masada anlaşıldı. Türkiye’nin hala ‘ben burada şunu yaparım, bunu yaparım’ demesinin anlaşılır tarafı yok. Türkiye’ye orada ancak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ile orada yine BMGK kararıyla görev yapmış olan uluslararası güçlerin çekilmesinin emniyeti için bir görev verilebilir.

Afgan kardeşlerimizin güvenliği için orada değiliz. Türk askerinin oradaki varlığı, Afgan halkının güvenliği değil, meşru devlet yönetiminin uluslararası iletişiminin sağlanması. Savunma Bakanı, Türk halkını ikna etmek için ‘Afgan halkının güvenliğini sağlayacağız’ diyor. Afgan halkının güvenliğinden çok, Türkiye ile Afganistan arasında bir yakın gelecekte daha büyük düşmanlıklar da olabilir. Çünkü ilerde Afganistan’ı kimin yöneteceği belirsiz. Taliban yönetimi olursa ve Türkiye ile Taliban arasına ‘kan girerse’ kim bunun hesabını verecek? Türk askerini orada tutmayı, benim ulusal güvenlik kariyerim gerekçelendiremiyor.

“TÜRKİYE YOL GEÇEN HANI MI? SINIR GÜVENLİĞİNDEN KİM SORUMLU”

Türkiye yol geçen hanı mı? Sınırımızdan kim sorumlu? Afganistan’daki ortamdan kaçmak isteyen, göçmek isteyenlerin olması çok doğal. Bu durumun uluslararası hukukta bir karşılığı var, ama Türkiye’nin doğu sınırları bu kadar yol geçen hanına dönmüş. Türkiye’nin sınır güvenliğine ayırdığı bütçenin az olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu bütçenin karşılığı orada bu hizmetin alınmasını kim engelliyor? Demek ki politik bir karar var. Uluslararası basında da böyle iddialar var."

“AFGANLAR, TALİBAN’IN BÖLGEDEKİ HAKİMİYETİNİ GÖRDÜKLERİ İÇİN ÜLKEYİ TERK EDİYORLAR”

İYİ Parti Aydın Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Aydın Sezgin ise “Taliban’a güvenemiyorum. Taliban’ın ideolojisi çok farklı. Taliban’ın itirazına rağmen, ikna edilmeden bizim oraya gitmemiz çok yanlış olur. Taliban bölgede esas güçse bizim oraya gitmemiz, askerlerimizi tehlikeye atmak anlamına gelir” dedi.

Sezgin, Afgan göçmen dalgası ile ilgili, “İran sınırında şu anda 10 binlerce Afgan mültecinin bulunduğu söyleniyor. Böyle bir iddia var ortada. Afganlar da Taliban’ın bölgedeki hakimiyetini görüyorlar. Taliban ile ortak çizgide buluşmayanlar, ülkeden kaçıyorlar” diye konuştu ve bunun bir mülteci sorununa yol açacağını belirtti.

Sezgin, uluslararası basında öne sürülen ABD ve Türkiye’nin Afgan göçmenler konusunda anlaşma yaptığı iddialarına da “Dış politika kalmadığı için, her şey tek adam tarafından yönetildiği için ulusal çıkardan, uzun vadeli stratejilerden tamamen uzak politikalar belirleniyor. Erdoğan’ın o anda arayış içinde olduğu hedefe göre bu politikalar belirleniyor. Böyle bir şey doğru olabilir” değerlendirmesini yaptı.

“ÜLKE İÇ SAVAŞA EVRİLİRSE ÇOK SAYIDA AFGAN ÜLKESİNİ TERK EDER”

Gelecek Partisi Dış İlişkiler Başkanı Ümit Yardım da Afganistan’da Türk askerinin bulunmasından ve Taliban’ın ilerleyişinden endişe duyduğunu belirterek, “NATO’nun geri çekilme süreci başladı. 11 Eylül’e kadar bunu tamamlayacaklar. Bu tarihi seçmelerini ilginç bulduğumu da söyleyeyim. Korkarım ki gelecek aylarda şartlar daha radikal şekilde değişecek” dedi. Yardım, 11 Eylül sonrasında Afgan ve Türk halkları arasında çok uzun vadeli sıkıntılar ve yaralar oluşabileceğini söyledi.

Yardım, “Taliban ile Kabil Hükümeti arasında bir mutabakat sağlanmadı. İşler arzu edildiği gibi yürümüyor. Yaklaşan iç savaştan endişe eden çok sayıda Afgan ülkesini terk edecektir. Son dönemde gelen göçmenler de bunun ilk dalgaları” diye konuştu.

“TALİBAN İLE TÜRKİYE MUHTEMELEN PAZARLIK YAPAR”

Prof. Dr. İlhan Uzgel ise Türk askerinin bölgedeki durumuna ilişkin, “Şu anda Türk askerinin acil bir güvenlik sorunu yok. Taliban ile Türkiye muhtemelen pazarlık yapar. AKP eğer Kabil’de kalmaya ısrarcı olursa bu konuda el altından görüşmeye devam ederler” dedi.

Uzgel, olası görüşmelerle ilgili, “Taliban ‘çekilin’ derse Türkiye gider. ‘Kalın ama bizim şu faaliyetlerimize göz yumun ya da bizi terörist olarak tanımayın’ diyebilir” değerlendirmesini de yaptı.

 

Kaynak: anka