8 Mart 2020’de yapılan “Feminist Gece Yürüyüşü’nde” gözaltına alınarak haklarında “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme” suçlaması ile dava açılan 35 kişi bugün hakim karşısına çıktı.

İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki 58. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya 24 sanık ve avukatları katıldı. Duruşmada, sanıkların savunmaları alındı. Sanıklar, küçük duruşma salonuna, 5’er kişilik gruplar halinde alındı.

"SÜLEYMAN SOYLU YASAKLADI DİYE, HAKKIMIZI KULLANMAKTAN VAZGEÇEMEZDİK"

Sanık Türkan Taş savunmasında, “Süleyman Soylu yasakladı diye hakkımızı kullanmaktan imtina edemezdik. Herkese plastik, bana normal kelepçe takıldı, göğüs kafesimde iki çatlak, vücudumun her yerinde darp izi vardı. Üç polis ‘Gel erkeklik nasıl oluyormuş göreceksin’ diyerek beni tekmelediler” dedi.

Sanık Ezgi Ertürk ise “Her sene olduğu gibi 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nü gerçekleştirmek için binlerce kadın toplandık. Hiçbir olay meydana gelmedi. Burada tamamen polislerin toplanan kişilere saldırısı, kötü muamelesi sonucu olay bu noktaya gelmiştir. Asıl yargılanması gereken buradaki kadınlar değil, buna sebebiyet veren kamu görevlileri, kadın katilleri ve bunları cezasız bırakanlardır” dedi.

Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek, yaptıklarının suç olmadığını ve şiddet gördüklerini söylediler, beraatlarını talep ettiler.

Hakim, görüntülerin incelenmesi için dosyayı bilirkişiye gönderdi. Yargılama, diğer sanıkların ifadelerinin alınması için 29 Aralık’a ertelendi.

“VÜCUDUMUZDA CİDDİ İZLERLE GÖZALTINA ALINDIK”

Duruşma sonrasında açıklama yapan Çiçek Yaman, 2020 yılının 8 Mart’ında olan bir eylem nedeniyle bugün hakim karşısına çıktıklarını söyleyerek, şöyle konuştu:

"2020 yılı 8 Mart’ında yüzlerce, binlerce kadın Sıraselviler’de Taksim’de her sene olduğu gibi 8 Mart’ta kadınlar gününü kutlamak için feminist gece yürüyüşünü gerçekleştirmek için toplandık. Ancak daha sonrasında orada bekleyen kadınlara yüzlerce polis saldırdı. Birkaç kadın arkadaşımızı gözaltına alarak şiddet koridorlarından geçirdi, işkence koridorlarından geçirdi. Tekmelerle saçlarından sürükleyerek gözaltına aldıklarını iddia ettiler. Bunun ardından biz alanda bulunan diğer kadınlar olarak arkadaşlarımızı almadan hiçbir yere almayacağımızı söyledik. Ciddi anlamda darp edilen arkadaşlarımız oldu. Vücudumuzda ciddi izlerle gözaltına alındık ama bu direnişi bırakmayacağımızı, bitirmeyeceğimizi her fırsatta söyledik. Çünkü biz biliyoruz ki kadınlar birbirleri olmadan yaşayamazlar, kadınlar direnerek yaşıyorlar bu ülkede ve birçok ülkede.”

“İZİNSİZ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YAPMAK HAKTIR, İŞKENCE YAPMAK YASAKTIR”

Sanık avukatlarından Ezgi Önalan da Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

“8 Mart’ın tüm dünya kadınları için önemini anlattık duruşmada. Aynı zamanda haklarımızı, kadınların öldürülmeme, yaşama hakkını, insanca yaşamaya taleplerini anlattık. Bunun sonucunda duruşma ertelendi. İzinsiz toplantı yürüyüşü yapmak haktır, işkence yasaktır, kadınlar kendi haklı taleplerini her zaman her yerde istedikleri kadar yüksek sesle haykırabilirler. Buna karşı çıkmak polisin suçudur, polise bu talimatı veren devletin de suçudur. Yargılanması gereken yaşamları için haykıran kadınlar değildir, yargılanması gereken görevini kötüye kullanan yetkililerdir, polis memurlarıdır.”

Kaynak: anka