IŞİD’in Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği 10 Ekim katliamına ilişkin firari sanıklar yönünden devam eden davanın 12’nci duruşması yapılıyor. IŞİD’in sınır emiri İlhami Balı ile telefon görüşmesi tespit edilen Muhammed Kasım Kurt, “DAİŞ’in sınır emiri olan İlhami Balı'yla bizzat ben kendim fiilen istihbarat şube müdürü, yüzbaşı ve iki astsubay huzurunda açık konuştuk” dedi. Dava 24 Kasım 2021 tarihine ertelenirken, IŞİD'in propaganda sorumlusu olduğu değerlendirilen Ömer Yetek'in dinlenilmesine karar verildi.

IŞİD’in Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği ve 103 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan katliama ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde firari sanıklar yönünden görülen davanın 12’nci duruşması yapılıyor. Duruşmada IŞİD’in Türkiye emiri İlhami Balı'yla telefonda görüştüğü tespit edilen Muhammed Kasım Kurt tanık sıfatıyla dinlendi. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) duruşmaya bağlanan Kurt, kulaklarının iyi duymadığını belirterek, yanında bulunan ve oğlu olduğunu söylediği kişinin kendisine sorulan soruları ileteceğini söyledi. Mahkeme başkanı, oğlu olduğunu söylediği kişi hakkında kimlik tespiti yapmadan talebi kabul etti.

Kurt firari sanıklardan kimseyi tanımadığını,  dosyadaki telefon numarasının eski olduğunu ve 8 aydır kapalı bulunduğunu anlattı. Mahkeme başkanının “Bu telefon numarasıyla aynı zamanda İlhami Balı’yla da konuştuğun söyleniyor. 'Tanıyor musun İlhami Balı’yı” sorusunu Kurt şöyle yanıtladı:  “Hayır, ama Suriye’de çok akrabalarımız var. O dönemde bir Türk askeri Suriye’de şehit olmuştu biri de esirdi. Devlet büyüklerimiz, İçişleri Bakan yardımcısı ve Kilis Valisi o asker için Suriye ile iletişim kurmamı istediler. O yüzden iletişime geçtim. Evet DAİŞ yetkilisiyle konuştum ve bu telefon yüzünden 5 ay cezaevinde yattım.”

Mağdur avukatları Kurt’a Balı ile yaptığı telefon görüşmelerini sordu ve Kurt şu yanıtı verdi:

“DAİŞ’in sınır emiri olan İlhami Balı'yla bizzat ben kendim fiilen istihbarat şube müdürü, yüzbaşı ve iki astsubay huzurunda açık konuştuk. Sonra da 'neden görüştün' diye beni alıp, tutukladılar. Benim İlhami Balı ile konuşmama uzman çavuş, astsubay ve yüzbaşı geldi. Sadece uzman çavuşun Antep’e kayıtlı olduğunu ve ismini biliyorum.”

Mağdur avukatlarının Kurt’un görüştüğü uzman çavuşun kim olduğu sorusuna mahkeme başkanı “Cevap vermek zorunda değilsin” diye müdahale etti. Avukatlar sorularında ısrarcı oldu ancak mahkeme başkanı bir kez daha “Adını söylemek zorunda değilsin” sözleriyle engel oldu. Salonda bulunan aileler, “Katilleri neden koruyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. Bir süre devam eden söz konusu durumdan sonra konuşan Kurt, “uzman çavuşun ismini hatırlayamadığını” iddia etti. 

AVUKATLAR UZMAN ÇAVUŞUN DİNLENMESİNİ İSTEDİ

Avukatlar duruma itiraz ederek, “Tape kayıtlarında zaten bu askerlerin konuşmaları var. Bu nedenle davayı ilgilendiren bir meseleden dolayı ismini öğrenmemiz ve tanık olarak dinlenmesini talep etmemiz önemli. Ama sizin müdahaleniz nedeniyle şimdi tanımadığını söylüyor” dedi. Mahkeme başkanı, uzman çavuşun isminin açıklanmasına dair talepleri, “Askerlerin ismine yönelik sorulara yanıt vermesi yönündeki ısrarlı talepleri reddedildi” diye reddetti.

Kurt'un yanında olan ve oğlu olduğu iddia edilen kişi, avukatların sorularını yanlış bir şekilde iletti. Avukatlar bu duruma da tepki göstererek, kişinin kimlik tespitini istedi. Avukatların ısrarı üzerine kimlik tespiti yapıldı. 

KURT NEDEN ÖNEMLİYDİ?

Kurt dosya açısından önemli bir isimdi. İlhami Balı’nın 24 Temmuz 2015 ile 24 Eylül 2015 tarihleri arasındaki telefon görüşmelerinde sınırda askerlerle görüştüğü tespit edilmişti. Emniyetin katliamdan 10 gün önce tutanağa geçirdiği görüşmelerde Balı, daha sonra yakılarak öldürülen er Sefer Taş ile ilgili pazarlık yapıyor, kendi adamlarının asker tarafından dövülmesi nedeniyle görüştüğü kişileri Sefer Taş’ı öldürmekle tehdit ediyordu. Bu görüşmelerden birinin Muhammed Kasım Kurt tarafından yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle Kurt’un bu duruşmada tanık olarak ifade vermesi istenildi.

Bir diğer kritik tanık davada sanık Valentina'nın (Rus Ayşe) kimliğini kullandığı tanık Yıldız Bozkurt'un sorgusuna geçildi. Bozkurt, Antep TEM Şubesinde kendisinin olduğunu kabul ettiği telefon numarasında  Valentina'yla konuşma kayıtları tespit edilmesine rağmen onu tanımadığını iddia etti.

BOZKURT NEDEN ÖNEMLİ?

Firari sanık Walentina Slobodjanjuk’un sahte kimliğinde yer alan isim Yıldız Bozkurt. Slobodjanjuk’a yönelik operasyonlarda bir hücre evinde yakalanan kimliğinde yer alan Yıldız Bozkurt’un gerçek bir kişi olduğu anlaşılmasının ardından emniyette ifade vermiş ve serbest bırakılmıştı. Bozkurt’un mahkemeye tanık olarak gelmesi durumunda Slobodjanjuk ile ilgili bilgiler verebileceği düşünülüyor. 

Davada ara karar açıklandı. Kararda tanık Kurt'un dosyasının  10 Ekim dosyasına istenmesine, gelmeyen ve ajan olduğu iddia edilen tanık Kuteybe Hammet'in ve katliama ilişkin bilgi sahibi IŞİD medya propagandasından sorumlu Ömer Yetek'in dinlenilmesine karar verildi. Dava 24 Kasım 2021 tarihine ertelendi. 

Davanın ardından Ankara Adliyesi önünde 10 Ekim katliamı mağduru aileler açıklama yaptı. 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, insanlığa karşı suçtan yargılanan bir sanığın hala beraat edeceğine ilişkin umut taşımasının dosyada büyük eskikler bulunduğunun göstergesi olduğunu söyledi. 

DAVANIN SÜRECİ

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde geçen yıl karara bağladığı davada, tutuklu 19 kişiye 7 buçuk yıl ile 101 kez ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen sürelerde hapis cezaları verilmişti. Sanık Erman Ekici’ye ana dava örgüt yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezası verilmişti. Ankara Cumhuriyet Savcısı Yarcan Mutlu, Erman Ekici hakkında “ikisi çocuk 100 kişiyi kasten öldürmek”, “20'si çocuk 391 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs”ün yanı sıra Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 77. maddesindeki "insanlığa karşı suç"tan da iddianame düzenlemişti. Ekici’nin dosyası 16 firari sanığın dosyasıyla birleştirilmişti.

(ARŞİV GÖRÜNTÜ)

Kaynak: anka