CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, “AKP, emekçiyi yok sayıyor. Verilerde de yer aldığı üzere, işsizlerin yüzde 87’si işsizlik ödeneği alamıyor. Nereye gidiyor peki bu işsizlik ödeneği? Nasıl bir şart koydunuz da işsiz insanlarımızın yüzde 87’si bu şartları karşılayamıyor? Sosyal devlet olarak Türkiye’nin, emeği yok sayan, emekçiyi dışlayan, milyonları bırakın çalışma hayatına dahil etmeyi işsizlikle sınayan bir siyasi iktidara ihtiyacı yok. Daha fazla kayıp vermeden, AKP iktidarına sandıkta güle güle demek, geniş emekçi kesimlerinin temel beklentisi haline gelmiştir. Beşli çetelerin değil, emeğin karşılığını aldığı günlerin geldiği, eşit bir toplumun hayal değil gerçek olduğunu 14 Mayıs sonrasında göreceğiz” dedi. CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Türkiye’deki işsizlik ve çalışma hayatına ilişkin bugün açıklama yaptı. Biçer Karaca’nın açıklaması şöyle: “İŞSİZLERİN YAKLAŞIK YÜZDE 87’Sİ İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALAMIYOR” “TÜİK’in 10 Nisan 2023 tarihinde yayınladığı ‘İşgücü İstatistikleri, Şubat 2023’ verilerine göre, istihdam edilen kişi sayısı 31 milyon 460 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. İstihdam edilen erkeklerin oranı yüzde 65 iken; kadınların oranı yüzde 31,8’de kalmıştır. İşsizlik oranı yüzde 10 olarak açıklanırken; bu oran erkeklerde yüzde 8,7; kadınlarda yüzde 12,6 olarak; 15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı ise yüzde 19,2 olarak önümüze çıkmaktadır. Genç erkeklerde bu oran yüzde 15,4 iken; genç kadınlarda neredeyse iki katına çıkmakta, yüzde 26,2 olarak kadınlar aleyhine bir eşitsizliği ortaya koymaktadır. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) işsizlik verilerine göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 23,4; geniş tanımlı kadın işsizliği oranı yüzde 29,6’dır. Aynı verilere göre işsizlerin yaklaşık yüzde 87’sinin işsizlik ödeneği alamadığı verilere yansımaktadır. “BU ÜLKEDE İNSANLAR, İŞ BULAMADIĞI İÇİN KENDİLERİNİ YAKTI” Ataması yapılmayan öğretmenler, sağlıkçılar, farklı meslek grupları; ‘gidiyorlarsa gitsinler’ denen sağlıkçılar; kamuya alınacak personel yerleştirmelerinde yapılan torpil, kayırma ve liyakatsizlik… Gençlerimiz, ‘Aldığımız eğitim bir işe yaramayacak çünkü bizim bir dayımız yok’ diyor. Kaygılı bir nesil, umutsuz bir gençlik, mutsuz bir toplum yarattılar. Bu ülkede gencecik insanlar, iş bulamadığı için bunalıma girip intihara sürüklendiler. Bu ülkede insanlar, iş bulamadığı için kendilerini yaktı. İşsizlik sadece çalışma hakkı ile değil, psikososyal sonuçları itibarıyla da çok boyutlu çözüm gerektiren kronik sorunların başında geliyor. “AKP İKTİDARINA SANDIKTA GÜLE GÜLE DEMEK, GENİŞ EMEKÇİ KESİMLERİNİN TEMEL BEKLENTİSİ HALİNE GELMİŞTİR” AKP, emekçiyi yok sayıyor. Verilerde de yer aldığı üzere, işsizlerin yüzde 87’si işsizlik ödeneği alamıyor. Nereye gidiyor peki bu işsizlik ödeneği? Nasıl bir şart koydunuz da işsiz insanlarımızın yüzde 87’si bu şartları karşılayamıyor? İşsiz kaldı diye vatandaşı yok mu sayacaksınız? Sosyal devlet olarak Türkiye’nin, emeği yok sayan, emekçiyi dışlayan, milyonları bırakın çalışma hayatına dahil etmeyi işsizlikle sınayan bir siyasi iktidara ihtiyacı yok. Daha fazla kayıp vermeden, AKP iktidarına sandıkta güle güle demek, geniş emekçi kesimlerinin temel beklentisi haline gelmiştir. Beşli çetelerin değil, emeğin karşılığını aldığı günlerin geldiği, eşit bir toplumun hayal değil gerçek olduğunu 14 Mayıs sonrasında göreceğiz. “ÇALIŞMA HAYATI, GÜVENCESİZ ÇALIŞMANIN MERKEZİ HALİNE GELMİŞ” İş hayatına girebilen, istihdama katılabilenler kendilerini şanslı saymak zorunda kalıyor. Ancak çalışma hayatı angaryaya, zorlamaya, mecburiyete ve hak gasplarına rağmen hayatta kalmak için güvencesiz çalışmanın merkezi haline gelmiş. Çalışma hayatına katılanları ne bekliyor dersiniz? Açlık sınırının altında bir asgari ücrete mahkûm edilenler. Fazla mesailer, işçiye köle muamelesi yapan işverenler ile birlikte yaratılmış, hayatta sadece işe gidip gelmek zorunda bırakılan zombi işçiler. İş güvenliğini hiçe sayan işverenler ile yaşam hakları her gün tehlikede işbaşı yapanlar. Kadın olduğu için negatif ayrımcılık yaşayanlar. “İŞÇİYİ AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞAMA MAHKÛM EDENLER, BU SORUNLARI KÖKTEN ÇÖZEBİLECEK KAPASİTEDE DEĞİL” Ev işçileri, çocuk yaşta çalışmak zorunda bırakılanlar, tazminatlarını alamayanlar… Soma’dan ders almayıp, TBMM’de kurulan komisyona sayfalarca rapor yazdırıp bir kelimesini dahi okumayıp, “Bizim madenlerimiz dünya standartlarında güvenli” açıklaması yapanlar, işçiyi açlık sınırının altında yaşama mahkûm edenler, çocuk işçi çalıştırılmasına göz yumanlar, bu sorunları kökten çözebilecek kapasitede değil. Kayıt dışılıktan, güvencesizlikten ve emek sömürüsünden beslenen bu siyasi iktidarı, bu çürümüş düzeni hep birlikte değiştireceğiz. “EV İŞÇİLERİ İÇİN İNSANA YAKIŞIR İŞ SÖZLEŞMESİNİ ONAYLAYACAĞIZ” Çalışma hayatında kadınlara yönelik negatif ayrımcılık içeren her türlü uygulamaya engel olacağız. Çocuk işçi çalıştırılmasını engelleyeceğiz. Çağrı üzerine çalıştırma, kısmi zamanlı çalışma ve uzaktan çalışma gibi iş modellerinde çalışanların sağlık, emeklilik gibi sosyal güvenlik haklarını kesin ve net bir biçimde güvence altına alacağız. ILO’nun 189 sayılı ‘Ev İşçileri İçin İnsana Yakışır İş Sözleşmesi’ni onaylayacağız. Asgari ücret tespitine ilişkin 131 sayılı ILO Sözleşmesi’ni onaylayacağız. İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanılmasının önüne geçeceğiz. İşsizlik ödeneğinden daha fazla işsizin daha uzun süre ve daha fazla yardım almasını sağlayacak düzenlemeleri hayata geçireceğiz. İş sağlığı ve güvenliğini ILO standartlarına getireceğiz. Ev ve iş yerlerinde iş kazası ve meslek hastalıklarının yaşanmaması için önleyici tedbirleri zorunlu tutacak, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda gerekli düzenlemeleri yapacağız. İş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymayan işyerlerine ağır yaptırımlar getireceğiz. İş yerlerinde işçi sağlığı ve güvenliğinin denetlenmesinde, sendika temsilcilerinin de bulunmasını sağlayacağız.”