CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye’nin, NATO adaylığına karşı çıktığı İsveç ve Finlandiya ile imzaladığı üçlü bu muhtıraya ilişkin, “Türkiye’de esip gürleyen, mangalda kül bırakmayan Erdoğan, ABD Başkanı’nın ‘anı yakala’ telkinine elbette kayıtsız kalmadı. NATO ve AB açısından hiçbir bağlayıcılığı olmayan bu muhtıranın altına imzayı bastı” dedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez iç borcun ileride ödenecek faizinin anaparayı aştığını belirten Öztrak, “Bu borç ve faizler maalesef jelibon ile ödenmiyor. Milletin alın terinden, göz nurundan kesilen vergilerden ödeniyor” dedi. Öztrak, asgari ücretin 6 bin 775 liraya çıkartılması için çağrı yaptı.

Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, NATO Liderler Zirvesi’ni, Türkiye’nin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Anastasiadis’in de zirveye katılmasını, İsveç ve Finlandiya ile imzalanan üçlü muhtırayı değerlendirdi. Ekonomiye ilişkin değerlendirmeler de yapan Öztrak, asgari ücretin 6 bin 775 liraya çıkartılması için çağrıda bulundu.

Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“ERDOĞAN, SÖYLEDİKLERİNİ BİR GÜZEL YALADI YUTTU: Ülkemizin hak ve çıkarları için değil, Erdoğan’ın ideolojik saplantıları ve siyasi ikbali için yaptığı hamleler, ülkemizin itibarına büyük zararlar verdi. Bölgede sözü dinlenen, etkili ülke olma fırsatını kaçırmamıza yol açtı. Mısır’la durduk yere kavgalı olduk. Daha 2013 yılında Genel Başkanımız bunları uyardı. Mısır’la ilişkilerimizin durduk yere bozulmasının sakıncalarını anlattı. Şimdi saray, Mısır’la arayı düzeltmek için kıvranıp duruyor. Daha dün ‘15 Temmuz’un finansörü’ dedikleri Körfez şeyhinin, ‘katil’ diye manşetler attırdıkları Veliaht Prens’in ayaklarına, bugün turkuaz halılar seriyorlar. Erdoğan, 2009’da, Danimarka’nın eski Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği’ne aday olması üzerine bölücü terör örgütüne ait bir televizyonun Danimarka’da bulunmasını gerekçe göstererek, ‘Barış sürecine katkısı olamayanlar, acaba bundan sonra nasıl olacak, bu tabii bizde bir soru işareti meydana getiriyor, kişisel kanaatimi söylüyorum, ben olumsuz bakıyorum’ diye milletimize caka sattı. Ama sonunda Erdoğan, bu söylediklerini bir güzel yaladı yuttu. Erdoğan’ın da oyuyla Rasmussen, NATO Genel Sekreteri oldu.

ERDOĞAN İÇERİYE BAŞKA, DIŞARIYA BAŞKA: Erdoğan, içeriye başka, dışarıya başka. Artık tüm dünya Erdoğan’ın ne olduğunu anladı. Yeter ki sırtı sıvazlansın, pohpohlansın. Yeter ki ABD Başkanı’yla bir randevu kopartsın, yeter ki Biden gülen gözlerle kendisine baksın, samimi bir fotoğraf versin. Varsın tükürdüğünü yalasın, varsın kendisine yöneltilen en ağır hakaretleri sineye çeksin.

HİÇ SIKILMADAN ‘DİPLOMATİK ZAFER’ DEDİ: İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Türkiye’de ‘hayır’ diyen Erdoğan, ‘dörtlü’ diye girdiği zirveden üç imzalı bu muhtırayla çıktı. NATO Genel Sekreteri’nin bile kefil olmadığı üç dışişleri bakanının imzaladığı sıradan bir belgeyi sineye çekerek Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin önünü açtı. NATO’nun üzerinde kefaleti olmayan bir iyi niyet belgesiyle yetindi. Türkiye’de ‘hayır’ dediğine Madrid’de ‘evet’ deyiverdi. Ayağına kadar gelen topu gole çeviremedi. Buna da hiç sıkılmadan ‘diplomatik zafer’ dedi. Kimse şaşırdı mı? Hayır. Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan belli. Erdoğan’ın zaaflarını artık herkes biliyor. Erdoğan’ın kendisiyle yüz yüze görüşüp içeriye caka satarak oy devşirme sevdasının, ABD Başkanı da farkında. Nitekim, Erdoğan’ın bu zaafına oynayıp telefonla arayarak Madrid’de ikili görüşme teklifinde bulundu. ‘Anı yakala’ diyerek Erdoğan’a telkinde bulunmayı da ihmal etmedi. Böylece Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı, NATO Genel Sekreteri gözetiminde masaya oturttu. Ardından da Amerikan tarafı, bu üçlü görüşme olumlu sonuçlanmazsa Erdoğan ile Biden’ın yapacağı ikili görüşmenin gereksiz olduğu haberini sızdırdı. Sonuç; Türkiye’de esip gürleyen, mangalda kül bırakmayan Erdoğan, ABD Başkanı’nın ‘anı yakala’ telkinine elbette kayıtsız kalmadı. NATO ve AB açısından hiçbir bağlayıcılığı olmayan bu muhtıranın altına imzayı bastı.

MUĞLAK İFADELERLE ESNETİLİP BÜKÜLEBİLECEK BİR METİN: Bu üçlü muhtıra, NATO’yu bağlamıyor. AB’yi hiç bağlamıyor. Hatta bu muhtıra, hukuki ve teknik bakımdan, imzacılarını bile bağlayan bir metin değil. Son derece muğlak ifadelerle esnetilip bükülebilecek bir metin. Bu muhtıra, ne ‘vaypici, pivaydi’ye ne de FETÖ’ye bir ‘terör örgütü’ diyemiyor.  Erdoğan, muhataplarına bunu bile kabul ettirememiş. Nitekim daha metnin mürekkebi kurumadan İsveç ve Finlandiya’dan ardı ardına bazı açıklamalar geldi… Dün Erdoğan, çıktı, 73 teröristin bu ülkeler tarafından iade edileceğini açıkladı. Madem öyle, bu teröristlerin sayısı açık açık bu muhtıraya neden yazılmadı. Neden muğlak ifadelerle geçiştirildi? Kaldı ki sadece 73 teröristin deport edilmesi karşılında bu kağıt imzalandıysa bu yine büyük bir fırsatın kaçırıldığının ikrarıdır.

ERDOĞAN, NEYİN KARŞILIĞINDA BU YEMEĞE RIZA GÖSTERDİ: (Erdoğan’ın Anastasiadis ile fotoğrafı) Bir de bu fotoğraf neyin nesi? Allah muhabbetinizi artırsın. Sevdiklerinizle haşretsin. Bu ne muhabbet? Beyefendi, memlekette Yunanistan’a, Güney Kıbrıs’a atıp tutuyor, söylemediğini bırakmıyor, ama Madrid’de Türkiye’nin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum lideri Anastasiadis’i görünce yelkenler suya iniyor.  Diyoruz ya Erdoğan içeride başka çalıyor, dışarıda başka söylüyor… Rumlar resmi olarak hiçbir NATO toplantısına, yemeğine katılamaz. Gayrı resmi toplantı ve yemeklerdeyse Türkiye’nin onayı ve rızası aranır. Erdoğan, neyin karşılığında bu yemeğe rıza gösterdi? Neyin karşılığında bu samimi fotoğrafları verebildi? Milletimizin bunları öğrenmesi de elbette hakkıdır. Yoksa siz, her yüzünüze gülenin peşinden mi gidiyorsunuz?

BU BORÇ VE FAİZLER JELİBON İLE ÖDENMİYOR: Dış borcumuzun milli gelire oranı, yüzde 57 civarında… Tarihimizde ilk kez iç borcun ileride ödenecek faizi, iç borcun anaparasını aştı. Bu borç ve faizler maalesef jelibon ile ödenmiyor. Milletin alın terinden, göz nurundan kesilen vergilerden ödeniyor.

ASGARİ ÜCRETİ 6 BİN 775 LİRA YAPIN: Yıl başında asgari ücrete yapılan zam, daha şubat ayında açlık sınırının altına düştü. Buradan sesleniyoruz; milyonlarca emekçinin enflasyonla gasp ettiğiniz haklarını mutlaka telafi edin. Bugünkü açlık sınırı seviyesinin üzerine, sene başında vermeyi vadettiğiniz, ama saray mamulü enflasyona kaptırdığınız ek yüzde 6 zammı da verin. Asgari ücreti 6 bin 775 lira yapın.”

Öztrak, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.

"ERDOĞAN'I RAKİP TAKIMIN SEYİRCİLERİ ALKIŞLIYOR"

İktidar kanadının Türkiye’nin NATO’dan zaferle ayrıldığı yönünde açıklamalar yaptığı anımsatılan Öztrak, “Gerekçeleri konuşmamda açıkladım. Fırsat ayağımıza kadar gelmiş, Erdoğan dönüp kendi kalemize gol atmış, tabii ki rakip takımın seyircileri onu alkışlayacaklar. Önemli olan dışarıdakilerin değil, milletimizin dediğidir” dedi.

"DEMİRBAĞ SENİ BU HALE DÜŞÜRENLERE OY VERME"

Öztrak, AKP Elazığ Milletvekili Zühtü Demirbağ’ın “Danışmanlarıma borçlanmışım, maaşımı bekliyorum, milletvekili maaşıyla milletvekilliği yapılmaz, çok zor” açıklamasıyla ilgili soruya da “Daha birkaç ay önce millete ‘İki kilo et yemeyin, yarım kilo yiyin’ diye aklı veren milletvekili bugün çıkıp maaşının yetmediğini söylüyorsa durum vahimdir. Kendisine tavsiyemdir; sandık geliyor, gereğini yap, kendini ve seni bu hale düşürenlere oy verme” yanıtı verdi.

"MİLLET MASASINDA KARARA BAĞLARLAR"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının altı masadaki liderlerden birinin olmasının doğru olacağına yönelik açıklamasının sorulması üzerine Öztrak, “Sayın Davutoğlu’nun düşüncelerine saygı duyuyoruz. Millet masasında altı partinin lideri bu konuyu karara bağlarlar” dedi.

Kaynak: anka