CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye yönetimi ile görüşmeye ilişkin açıklamalarını, "Ne diyor Rus Dışişleri Bakanlığı Suriye Özel Temsilcisi, 'Türkiye Suriye yakınlaşması Putin için öncelik' imiş. Bak bak bak. Beyefendinin birkaç gündür de 'gideriz, görüşürüz, ebedi küslük olmaz' laflarının niye söylendiğini anlıyoruz. Bay Kemal sana 10 yıldır Suriye merkezi yönetimi ile diyalog kurmadan bu işi çözemezsiz, 900 kilometre uzunluğundaki sınırı Türkiye için bir tehdit olmasını önleyemezsin diyordu. Elinin tersi ile itiyordun. Şimdi ne oldu, Putin için öncelikmiş Erdoğan, Esad diyaloğu. Hadi hayırlı olsun. Putin için önemli ise Erdoğan yapar onu" sözleri ile değerlendirdi. Altay, Erdoğan'a, "Sen Türkiye'nin hak ve menfaatleri için değil Putin'in önceliği olduğu için Suriye ile yakınlaşacaksan vah ki vah. Biz 10 yıl önce söylediğimiz yerdeyiz. 10 yıl önce Bay Kemal dedi ki Suriye merkezi yönetimi ile görüş kardeşim. Ama bunu Putin'in önceliği olduğu için değil, Türkiye'nin hak ve menfaatleri olduğu için; ocaklara, evlere ateş düşmesin diye. 4 buçuk milyon Suriyeli sığınmacı sayısı 6 milyona çıkmasın diye. Harcadığımız 45 milyar dolar 60 milyar dolara çıkmasın diye yap" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de basın toplantısı yaparak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kendisi de bir eğitimci olan Altay, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle öğretmenlerin sorunlarına değindi. 

Altay, öğretmenlere, "Bütün öğretmenlerimizin, gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi ücretsiz, sınırsız internet erişimine, ulaşımına da sadece 5 ay kaldı. TOKİ aracılığı ile öğretmenlerimizin çok uygun koşullarda kendine ait kira ödemeden oturacakları ev sahibi olmalarına da sadece 5 ay kaldı. Türk milli eğitim camiasında ve her işin her alanda liyakat esas alınarak, adalet, hakkaniyet esas alarak gerçeklemesi de 5 ay kaldı. Yaşadığınız bütün sorunların çözümüne sadece ve sadece 5 ay kaldı. Uğradığınız bütün haksızlıkların giderilmesine sadece 5 ay kaldı. Hak ettiğiniz özlük şartlarına kavuşmanıza da sadece 5 ay kaldı" çağrısını yaptı. 

Engin Altay'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"SABRETSİNLER, 5 AY SONRA YAŞADIKLARI SORUNLARIN TÜMÜNÜ ÇÖZECEĞİZ: Bugün 24 Kasım. Bizim günümüz, öğretmenlerin günü. Başöğretmenimiz Atatürk olmak üzere ebediyete irtikal eden bütün öğretmenlerimize rahmet ediliyorum. Onları, saygı, şükran ve rahmetle anıyorum. Ücretli olarak, sözleşmeli olarak, kadrolu olarak çalışan öğretmenlerimiz var. Özel okullar asgari ücretin altında ücretle çalışan öğretmenlerimiz var. Tüm zorluklara rağmen insan üstü gayretle, bin bir fedakarlıkla çocuklarımızı, gençlerimizi geleceğe hazırlamak, onları büyük Atatürk'ün ilke ve hedefleriyle donatma yolunda olağanüstü bir gayret gösteren bütün ekonomik olumsuzluklara; okul iklimindeki siyasi baskılara rağmen insan üstü bir fedakarlıkla çalışan bütün öğretmenimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Allah hepsinden razı olsun. Sabretsinler, 5 ay sonra yaşadıkları sorunların tümünü İnşallah çözeceğiz. Emekli öğretmenlerimiz var. Onları saygıyla yad ediyorum. Emekli öğretmenlerimize sağlık, mutluluk, sıhhat, huzur diliyorum. Ataması yapılmayan 700 bin öğretmenimiz var. Onlara da sadece şunu söylüyorum; sabır, az kaldı, 5 ay kaldı.

32 YILLIK 1'İN 4'Ü BİR ÖĞRETMENİMİZİN 2022 MAAŞI 10 BİN 800 TL: 32 yıllık bir öğretmenin bordrosunu göstermek istiyorum. 24 Kasım'da güzel şeyler söylemek isteriz. Ama bu 32 yıllık öğretmenimizin bordrosu ve 32 yıl çalışan 1'in 4'ündeki bir öğretmenimizin 2022 maaşı; 10 bin 800 TL. Asgari ücretin 5 bin 500 TL olduğu bir ülkede 32 yıllık bir öğretmen asgari ücretin iki katı kadar bile para alamıyor. Türkiye'de açlık sınırı 7 bin 400 TL. Türkiye'de yoksulluk sınırı, 24 bin 185 TL. Yani iki öğretmen maaşı ile bir aile yoksulluk sınırı altında yaşarken beyefendi Öğretmenler Günü'nde sembolik olarak öğretmenleri sarayda ağırlıyor. Erdoğan, sembolik olarak sarayda ağırladığın öğretmen, güya onlara sempati ikmali yapmak istediğin öğretmen AŞTİ'den Beştepe'ye taksi tutup gelecek ekonomik imkana sahip değil. Hal böyleyken sen sarayda öğretmen ağırlayarak, öğretmenlerimize şirin görünme gayreti içindesin.

HAKİM, SAVCILARA İTİBAR EDİLİR, ADALET DAĞITIYORLAR; ADALETİ ÖĞRETEN DE ÖĞRETMENLER: Toplumun en çok saygınlık hak eden kesimi, maalesef en çok sorun yaşayan kesim. Hakimlere, savcılara itibar edilir. Niye? Adalet dağıtıyorlar. Tamam edelim, hiçbir tereddüt yok. Adaleti öğreten bir kesim var, öğretmenler. Öğretmenlerimiz, toplumda hak ettikleri saygıya mutlaka ama mutlaka kavuşmak zorunda. Ben isterdim ki bir öğretmen olarak bugün 24 Kasım'da gülelim, oynayalım, güzelliklerden, anılardan bahsedelim, maalesef anılarımızın hepsi iç karartıcı. Türk Milli eğitim sistemi içerisinde yaşadığı yapısal sorunlara girmek istemiyorum. Bugün öğretmenlerin günü.

SADECE 5 AY KALDI, SABIR: Öğretmenlerin sorunları var. Nedir? Ücretli, sözleşmeli, kadrolu ayrımı var. Sabredin 5 ay kaldı. Kariyer basamaklarının kaldırılmasına da zaten bir uzmanlık mesleği olan öğretmenlik için bütün öğretmenlerin devlet tarafından uzman olarak tanındığı, uzman öğretmen olarak, yani öğretmenliğin kendisinin bir uzmanlık mesleği olduğunu için, ayrıca bir uzmanlık, başöğretmenlik kariyer basamaklarına ihtiyaç olmadığını biliyoruz. Ayın 19'unda öğretmenlerimiz sınava girdi. Girmek zorunda kaldılar. Biz girmeyin dedik ama girdiler. Sabredin, 5 ay kaldı. İnşallah bu kariyer basamakları ucubeliğinden de öğretmenlerimizi kurtaracağız. Tüm özlük haklarını kapsayan bir meslek kanununun çıkması da sadece 5 ay kaldı.

HAK ETTİĞİNİZ ÖZLÜK ŞARTLARINA KAVUŞMANIZA SADECE 5 AY KALDI: Okullarda ve okul yönetimlerindeki siyasallaşmaya son vermeye de sadece 5 ay kaldı. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde tüm bir maaş ikramiye almasına sadece 5 ay kaldı. Eğitim, öğretim hazırlık ödeneğinin 1 maaş tutarında alınmasına da sadece 5 ay kaldı. Bütün öğretmenlerimizin, gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi ücretsiz, sınırsız internet erişimine, ulaşımına da sadece 5 ay kaldı. TOKİ aracılığı ile öğretmenlerimizin çok uygun koşullarda kendine ait kira ödemeden oturacakları ev sahibi olmalarına da sadece 5 ay kaldı. Türk milli eğitim camiasında ve her işin her alanda liyakat esas alınarak, adalet, hakkaniyet esas alarak gerçeklemesi de 5 ay kaldı. Yaşadığınız bütün sorunların çözümüne sadece ve sadece 5 ay kaldı. Uğradığınız bütün haksızlıkların giderilmesine sadece 5 ay kaldı. Hak ettiğiniz özlük şartlarına kavuşmanıza da sadece 5 ay kaldı.

ERDOĞAN, KAHRAMAN ORDUMUZUN BAŞARILARI, SENİN YANLIŞLARINI ORTADAN KALDIRMAZ: Dış politikayı seçim endeksli değil, ulusal çıkarlarımıza endeksli yürütebilmeliyiz. Bunu söyledik. İktidar artı muhalefet, eşittir başarılı dış politika. İktidar bir yana muhalefet bir yana eşittir başarısız bir dış politikadır. Dış politika tutarlılık, kararlılık ve millilik gerektirir. Tutarlı, kararlı ve barış odaklı dış politika yerine inat, kandırılma odaklı, zikzak odaklı bir dış politika izlendiği için Türkiye ağır bedeller ödüyor. Ağır bir fatura ile de Türkiye karşı karşıya. Erdoğan, kahraman ordumuzun, olağanüstü fedakarlıklarla elde ettiği başarılar senin yanlışlarını ortadan kaldırmaz. Dış politikadaki yanlışlarına kahraman ordumuzu siper etme. Allah operasyonlardaki bütün askerimize, ordumuza kolaylık versin, ayaklarına taş değdirmesin. Ordu görevini yapıyor.

RENK RENK TERÖR ÖRGÜTLERİ 900 KİLOMETRELİK SINIRIMIZDA KOL GEZİYOR: Türkiye'nin özelde Suriye ile ilgili politikaları tam 10 yıldır yanlış içerisinde, zikzak içerisinde kandırılma üzerine başlayan bir maceradan daha sıyrılmış değiliz. 900 kilometre uzunluk, ortalama 25, 30 kilometrelik bir derinlik Türkiye'ye yönelik muhtelif terör örgütlerinin cirit sahası haline geldi. Kol geziyor. Renk renk terör örgütleri 900 kilometrelik sınırımızda kol geziyor. Bu 900 kilometre sınırımızda PKK'sından, YPG/PYD'sine, IŞİD'ine HTŞ'sine, ÖSO'suna cirit atan örgütlerle kahraman ordumuz baş ediyor.

ERDOĞAN'IN İNADI VE KANDIRILMIŞLIĞI UĞRUNA FATURAYI ÖDÜYORUZ: Şehitlerimiz oluyor. Allah'tan rahmet diliyorum. Şehitlerimizin, al bayraklı tabutlarla baba ocaklarına gelmesi, ocaklara, evlere ateş düşürüyor. Ama bununla mücadele edeceğiz. Bunda bir tereddüt yok. Sorun şurada; ne uğruna bu faturayı ödüyoruz. Tekrar söylüyorum. Erdoğan'ın inadı ve kandırılmışlığı uğruna bu faturayı ödüyoruz.

HEM ABD'DEN HEM RUSYA'DAN İCAZET, OLUR BEKLİYORSUN: Ordunun görevi terör örgütleri ile mücadele etmektir. Ediyor, Allah razı olsun. Hükümetin görevi ne? Terör örgütlerinin arkasındaki devletlerle mücadele etmektir. Bu mücadele bazen diplomatik zeminde, bazen uluslararası platformlarda olur. Hayır bu yok. Ordu mücadele etsin teröristlerle biz de şehitler gelince 'Şehitler ölmez vatan bölünmez.' Bizim inancımızda şehitler ölmez. Türkiye'yi de bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bu işten bu yanlışlardan bedeli çok ağırlaşan bu yanlışlardan dolayı Suriye siyasetini özelde iç politikaya alet etmek de büyük tutarsızlıktır. İhanettir. Erdoğan'a soruyorum, asker görevini yapıyor, savaşıyor. Terör örgütlerine inlerinde tepesine çöküyor, inlerini onlara mezar ediyor. Güzel, sen ABD ve Rusya ile ne yapıyorsun? Buna cevap ver bakalım. Burnumuzun dibinde Karkamış'a roket atılıyor. Kara harekâtı yapacağız, yapacağız. Ne bekliyorsun hem ABD'den hem Rusya'dan icazet bekliyorsun. Olur bekliyorsun.

BAY KEMAL SANA 10 YILDIR SÖYLÜYOR: Ha bu arada Rusya'dan sana farklı bir sinyal de geldi tabi. Ne diyor Rus Dışişleri Bakanlığı Suriye Özel Temsilcisi, 'Türkiye Suriye yakınlaşması Putin için öncelik' imiş. Bak bak bak. Beyefendinin birkaç gündür de 'gideriz, görüşürüz, ebedi küslük olmaz' laflarının niye söylendiğini anlıyoruz. Bay Kemal sana 10 yıldır Suriye merkezi yönetimi ile diyalog kurmadan bu işi çözemezsiz, 900 kilometre uzunluğundaki sınırı Türkiye için bir tehdit olmasını önleyemezsin diyordu. Elinin tersi ile itiyordun. Şimdi ne oldu, Putin için öncelikmiş Erdoğan, Esad diyaloğu. Hadi hayırlı olsun. Putin için önemli ise Erdoğan yapar onu.

SEN TÜRKİYE'NİN HAK VE MENFAATLERİ İÇİN DEĞİL, PUTİN'İN ÖNCELİĞİ OLDUĞU İÇİN SURİYE İLE YAKINLAŞACAKSIN, VAH Kİ VAH: 4 buçuk milyon sığınmacı Türkiye'de. Bakan açıkladı, 45 milyar dolar Türkiye bu iş para harcadı diye. Çok büyük bir para. Bu para ile Türkiye'de hiçbir konutu deprem karşısında riskli hale bırakmazdık. Depremde riskli bir konutumuz kalmazdı. Sınırlar yol geçen hanı. Hem Türkiye'nin sınır, sınırın öbür tarafı hem Türkiye'nin içinde her renkten terörist, terör örgütü var. Sen Türkiye'nin hak ve menfaatleri için değil Putin'in önceliği olduğu için Suriye ile yakınlaşacaksan vah ki vah. Biz 10 yıl önce söylediğimiz yerdeyiz. 10 yıl önce Bay Kemal dedi ki Suriye merkezi yönetimi ile görüş kardeşim. Şimdi de Bay Kemal diyor ki Suriye merkezi yönetimi ile görüş. Ama bunu Putin'in önceliği olduğu için değil, Türkiye'nin hak ve menfaatleri olduğu için; ocaklara, evlere ateş düşmesin diye. 4 buçuk milyon Suriyeli sığınmacı sayısı 6 milyona çıkmasın diye. Harcadığımız 45 milyar dolar 60 milyar dolara çıkmasın diye yap.

CUMHUR İTTİFAKI'NDAKİ BU YAMAN ÇELİŞKİYİ ANLATIN: Keşke 2012 yılında ABD tarafından kandırılacağına, Bay Kemal'e kulak verseydin. Şimdi beyefendi, dün söyledi, '20 yıl önce göreve geldiğimizde terör ülke gündeminin ilk sırasındaydı. Şimdi gerilerdi.' Nokta, Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan, sen hepimizi kör, sersem falan mı zannediyorsun? Bu millette beyin, akıl yok mu zannediyorsun? İnsanların gözü kulağı yok mu zannediyorsun? Beni bırak, Devlet Bahçeli'nin iki sözü var; birisi, 4 Kasım 2014'te, birisi de geçen hafta. Devlet Bey diyor ki '2002'de sıfırlanmış terör AKP ile canlanmıştır.' 4 Kasım 2014. Üstünden 8 yıl geçti canım, denebilir, Devlet Bey, 15 Kasım 2022, geçen hafta, 'Terör örgütleri sadece insanımızın değil, esasen tüm insanlığın ortak kan davalısı, ortak can düşmanıdır.' Ben de altına imza atarım. 'Terörizmin hiçbir şekilde hiçbir tür, türevi masum değildir, meşru değildir.' Doğru. 'Şu gerçeği itiraf etmek gerekir ki Türkiye'nin üstesinden gelinmesi kaçınılmaz olan öncelikli sorunu, bize göre sorunlar piramidinin zirvesine oturmuş bölücü terör sorunudur.' Erdoğan, ne oluyor? Cumhur İttifakı'ndaki bu yaman çelişkiyi anlatın. Devlet Bey, terör Türkiye'nin sorunlar piramidinin zirvesinde diyor, Erdoğan, 'terör ülke gündeminin son sıralarında' diyor. Bunlar birlikte ülkeyi yönetiyor. Devlet Bey burada doğru söylemiş, genelde söylediklerine katılmayız. 8 sene önce de söylemiş.

SEN BU ÜLKE YÖNETİMİNİ DEVRALDIĞINDA ŞEHİT SAYISI BÜTÜN YIL 6 İDİ: Erdoğan, sen bu ülke yönetimini devraldığında 2002'deki verdiğimiz şehit sayısı bütün yıl içinde 6 idi. 2022'de bu yıl sadece operasyonlarda verdiğimiz şehit sayısı 60'ı geçti. Erdoğan, senin döneminde Türkiye'de bomba patlamamış metrekare kalmadı ya. 20 yılda terörü bitirdik nasıl diyorsun. Keşke bitse, ben de seni alkışlasam. Hatırlatayım sana; Gaziantep Şahinbey, Merasim Sokak, Ankara Garı, Suruç, Diyarbakır, Kızılay, Sultanahmet, Kayseri, Reyhanlı, Atatürk Havalimanı, Beyoğlu, Beşiktaş, Maçka, Karkamış ve İstiklal saldırıları bunların hepsi bombalı saldırı, çok sayıda sivil, asker kardeşimizi kaybettik. Herhalde 15 tane bombalı eylem saydım. Hepsi senin döneminde oldu. Sen devraldığında terör sıfırlanmıştı. Millete yalan söyleme.

3 YILDA 2 TRİLYON FAİZ ÖDEYECEĞİZ: Türkiye Cumhuriyeti'nin iç, dış toplam 3 trilyon 800 milyar borcu var. Bu ana parası. Bu borcun 3 trilyon 400 milyar TL de faizi var. Toplam şu anda bu devlet 7 trilyon 200 milyar borçlu bir devlet. Biz bunları söyleyince Erdoğan diyor ki polemik, polemik. Polemik değil Erdoğan, senin yönettiği devletin Hazine ve Maliye'sinin rakamları. Önümüzdeki 3 yılda toplam 2 trilyon sadece faiz ödeyeceğiz.”

Kaynak: anka