ESRA ALUS

Ekonomistler, baz etkisiyle 1,5 yıl sonra düşüş trendine giren enflasyon verilerinin, fiyatların gerilediği anlamına gelmediği ve gerçek tabloyu yansıtmadığını belirtti. Ekonomist Murat Sururi Özbülbül, “Tüm ekonomistler zaten kasım, aralık ve ocak aylarında baz etkisini göreceğimizi söylüyorduk. Aslında bu bir matematik aldatmaca. Umarım ekonomiyi yönetenler, karar vericiler asgari ücreti tespit ederken, emekli, dul, yetim ve memur maaşlarını belirlerken ‘enflasyon düştü, daha az zam yapalım’ diyerek hayat pahalılığına yol açmazlar” diye konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kasım ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi’ni (TÜFE) bugün açıkladı. Buna göre; TÜFE'deki artış kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,88 oldu. Bu fiyat artışına karşın, yıllık enflasyon baz etkisiyle 85,51'den yüzde 84,39'a geriledi. Ekonomist Murat Sururi Özbülbül, bu verileri ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Aylık fiyat artışının hala çok yüksek olduğuna vurgu yapan Özbülbül, şunları söyledi:

FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDECEK: Tüm ekonomistler zaten kasım, aralık ve ocak aylarında baz etkisini göreceğimizi söylüyorduk. Tam da ekonomistlerin dediği gibi oldu. Aslında bu bir matematik aldatmaca. TÜİK, Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAGrup), İstanbul Ticaret Odası (İTO) da söylüyor. Kasım ayında fiyatlar artmaya devam etti. Üstelik külliyetli miktarda artmış fiyatların üzerinde artmaya devam etti. Devam da edecek. Sadece geçen sene çok hızlı patlama şeklinde artmıştı. Yani 100 liradan 110 liraya çıkan bir fiyat bu sefer yüz 113 liraya çıkıyor, artmaya devam ediyor, ama artış hızı biraz düşmüş oluyor.

UMARIM RAKAMLAR MAAŞLARA ZAM YAPMAMA BAHANESİ OLARAK ÜRETİLMİYORDUR: Bu sene enflasyon aylık bazda yine çok hızlı yüzde 3-4 oranında arttı. Dünyanın yıllıkta kabul etmediği enflasyon rakamları bunlar. Biz aylıkta yüzde 3-4 enflasyon olunca düştü diyoruz. Yani bu korkunç bir hız aslında. TÜİK’in verilerini ben çok kaale de almıyorum. Umarım ekonomiyi yönetenler karar vericiler; asgari ücreti tespit ederken emekli, dul, yetim ve memur maaşlarını belirlerken ‘enflasyon düştü, daha az zam yapalım’ diyerek hayat pahalılığına yol açmazlar. Çünkü biliyorsunuz hayat pahalılığı ve enflasyon iki ayrı olgudur. Enflasyon arttığı ülkelerde eğer gelirler enflasyona paralel bir şekilde artmazsa insanlar satın alma güçlerini yitirirler. Yokluk ve yoksunluğa düşerler hayat pahalılığı ortaya çıkar. Ben bu verilerin sadece bir matematik aldatmaca olduğunu söylüyorum. Halkımız da zaten enflasyonun veya hayat pahalılığının artışını açıklanan bu verilere göre değil markette yaptıkları alışverişe bakarak verecek.

ÇOK CİDDİ BİR MAAŞ ARTIŞI YAPILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM: Ben enflasyonun yarattığı gelir tahribatını giderecek bir gerçek bütçe artışını iktidardan talep etmek gerektiğini düşünüyorum. Hem çalışanlar hem emekliler bunu açık ve net olarak talep etmeliler. Bir de tabii önümüzdeki dönemde de enflasyon olacak. Bugün belirlenecek ücretler en az altı ay geçerli olacak. Enflasyon hızı düşmeyeceği için çünkü enflasyonist pozisyonlardan vazgeçilmiyor. Enflasyonun geniş kitleleri, yokluğa, yoksunluğa düşürmemesi çok ciddi bir maaş artışı yapılması gerektiğini düşünüyorum.”

"HAYAT PAHALILIĞI DEVAM EDECEK" 

İktisatçı Prof. Dr. Erinc Yeldan ve Atilla Yeşilada’nın da açıklamaları şöyle:

- Prof Dr. Erinc Yeldan: “Yani enflasyon, yani fiyat artış hızı, tanım gereği (uygulamakta olduğumuz bütün yanlış ve saçma politikalara rağmen) düşüyor olacak. Ama hayat pahalılığı yani yüksek fiyat düzeyi sürecek. Bu da iktisat tarihinde bizim eserimiz olarak anılacak.”

- Atilla Yeşilada: “Şimdi ben emekliyim, yılbaşında hangi enflasyona göre zam alacağım?   Niye içimde sonunda the Babayı alacakmışım gibi bir his var."

 

Kaynak: anka