Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, sosyal medyada “Bilmiyoruz” etiketi ile kampanya başlattı. DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, 6 Şubat depremlerinde kaç kişinin öldüğünün, kaç kişinin göç etmek zorunda kaldığının, kaç kişin işsiz kaldığının hala bilinmediğini vurgulayarak “Biz aldatılan, oyalanan, arkasından gizli saklı işler çevrilen, insan yerine konulmayan bir millet olmayı reddediyoruz. Bilmek bir haktır. Biz, hakkımızı istiyoruz” dedi. DEVA Partisi, sosyal medyada “bilmiyoruz” etiketiyle kampanya başlattı. Kampanyada depremin ardından yanıtı aranan sorular yer aldı. DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin’in konuşmasıyla başlayan kampanyanın afişleri sosyal medyada paylaşıldı. Konuya ilişkin Şahin’in konuşması ile hazırlanan reklam filminde şu ifadeler yer aldı: “DEPREMİN ÜSTÜNDEN TAM 40 GÜN GEÇTİ ANCAK BİLMEMİZ GEREKENLERİ HALA BİLMİYORUZ” “Hâlâ bilmiyoruz. Depremin üstünden tam 40 gün geçti ancak bilmemiz gerekenleri hala bilmiyoruz. Mesela, depremde gerçekte kaç kişi öldü, bilmiyoruz. Kaç kişi başka şehirlere göç etmek zorunda kaldı, bilmiyoruz. Deprem bölgesinde kaç kişi işsiz kaldı, bilmiyoruz. Depremde ekmek teknesi yıkılan esnafımız için ne yapılıyor, bilmiyoruz. Kampanyalarda toplanan paralar nerede kullanılacak, bilmiyoruz. Deprem bölgesindeki öğretmen ve öğrenciler için ne yapılacak, bilmiyoruz. Enkazlar kaldırılırken bu işin çevreye etkileri gözetiliyor mu, bilmiyoruz. “SORULARA CEVAP ALAMIYORUZ ÇÜNKÜ HALKTAN SAKLANAN İŞ BİLMEZLERİ FİLDİŞİ KULELERİNDEN ÇIKARAMIYORUZ” Bu sorulara cevap alamıyoruz ancak liyakatli kadroların işbaşında olmadığını açıkça görüyoruz. Bu sorulara cevap alamıyoruz ancak iş bilmezlerin acizliğinin faturasını halkımız olarak hep birlikte ödüyoruz. Bu sorulara cevap alamıyoruz çünkü halkından saklanan iş bilmezleri fildişi kulelerinden çıkaramıyoruz. “BİLMEK BİR HAKTIR. BİZ, HAKKIMIZI İSTİYORUZ” Eğer ortada bir başarı hikâyesi olsaydı, bu soruların göğüs kabartıcı yanıtları olsaydı, hiç saklarlar mıydı? Dağlara taşlara, yollara metrolara bu soruların yanıtlarını yazmazlar mıydı? Sorularımıza şıp diye cevap vermezler miydi? Şimdi cevap veremiyorlar. Ülkeyi yönetemedikleri için algıları yönetmeye çalışıyorlar. Ancak biz bu sis perdesini aralamakta kararlıyız. Halkımıza gerçekleri ulaştırmakta kararlıyız. Çünkü biz aldatılan, oyalanan, arkasından gizli saklı işler çevrilen, insan yerine konulmayan bir millet olmayı reddediyoruz. Bilmek bir haktır. Biz, hakkımızı istiyoruz.”