Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, orman yangınlarına müdahale konusunda iktidarı eleştirerek, "Günlerdir bir kriz yönetiminde yapılmaması gereken ne varsa hepsini yapıyorlar. Ve bir kriz yönetiminde ne yapılması gerekiyorsa onların da hiçbirini yapmıyorlar" dedi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, İstanbul'da Kağıthane ilçe kongresinde konuştu. Davutoğlu, konuşmasına orman yangınlarında ve Konya’da hayatını kaybedenleri anarak ve ailelerine başsağlığı dileyerek başladı. "BİR KRİZ YÖNETİMİNDE YAPILMAMASI GEREKEN NE VARSA HEPSİNİ YAPIYORLAR" Davutoğlu'nun gündeminde Türkiye'nin birçok noktasındaki orman yangınları ve Konya’da aynı aileden yedi kişinin yaşamını yitirdiği silahlı saldırı vardı. Davutoğlu özetle şunları söyledi: "Afet zamanlarında genellikle herhangi bir eleştiriyi bırakıp omuz omuza veririz… Ancak tam da bu afetlerle karşılaştığımız anda eğer ciddi bir zaaf sergilenmişse ilk anda o omuz omuza verme halimizi sürdürmekle birlikte idarecileri, yöneticileri, iktidardakileri uyarmak bir vazife haline gelir. Çünkü, günlerdir bir kriz yönetiminde yapılmaması gereken ne varsa hepsini yapıyorlar. Ve bir kriz yönetiminde ne yapılması gerekiyorsa onların da hiçbirini yapmıyorlar. O zaman milletin hukuku adına konuşmak, afet zamanında hükümeti şikayet etmek anlamına gelmez. İktidardakileri uyarmak, ‘Kendinize çeki düzen verin’ demek anlamına gelir. "EĞER KAPSAMLI BİR KRİZ İLE KARŞI KARŞIYAYSANIZ BİR KRİZ MASASINI KURARSINIZ" Devlet hayatında eğer kapsamlı bir kriz ile karşı karşıyaysanız bir kriz masasını kurarsınız. Tabloyu doğru okumaya çalışırsınız. Krizi tanımlarsınız. Krizle ilgili bütün kurumları bir masa etrafında toplar sonra tam bir koordinasyon halinde herkesin görevini yapmasını sağlarsınız. Ve araçlarınızı, imkanlarınızı, krizin çapını bilirsiniz; imkanınız yoksa hemen imkan bulursunuz. Şimdi yangınlar başlayalı neredeyse bir haftaya yaklaşıyor. Yangın yayılma potansiyeli yüksek olduğu esen rüzgarların hızından ve yangının çıkış mekanlarından açık bir şekilde belliydi. Meteorolojinin ‘Bu yangınlar kısa sürede yayılır’ diye. Bütün Akdeniz’de Sicilya’da da yangınlar var. Bir öngörü olması lazımdı. Yangına hazırlıklı olmak gerekirdi. Sonra Orman Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere Türk Hava Kurumu ve bütün yangın söndürme faaliyetleri hem merkezi hem yerel yönetimlerle omuz omuza verilirdi." Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türk Hava Kurumu Başkanı Cenap Aşçı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını anımsatan eleştiren Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Emin olun bu dağınıklığı, bu kaotik tabloyu bir mahalle içinde küçük bir yangını söndürmek için harekete geçen vatandaşlarımız bile engellerdi. Çünkü herkes bilirdi ne yapacağını... KKTC bizim gözümüzün nurudur ama bir kutlamaya sen 8 uçak götürüyorsun dağlarımızdaki yangınlar için sadece 3 uçak var. Bu kabul edilebilir bir tablo değil. THK Başkanı da ‘Bu bizim işimiz değil’ diyor. Nasıl senin işin olmaz. THK’nın mütevelli heyeti üyesi Sezgin Baran Korkmaz. Şimdi düşünün, devletin kurumunu Sezgin Baran Korkmaz’a emanet ederseniz, Rıza Zarrab gibi bir sahtekara ‘Hayırsever’ derseniz devleti böyle komik bir duruma düşürürsünüz işte." "İKTİDAR HERKESİ HERKESE ŞÜPHEYLE BAKAN BİR TUTUMA SEVK ETTİ" Konya'da aynı aileden 7 kişinin katledildiği cinayete de tepki gösteren Davutoğlu, şunları söyledi: "Tabi cinayetler bir takım tatsız olaylar yaşanır ama yönetimde bulunanların ilk görevi hele hele böyle alçakça yapılan bir cinayetin, bir büyük provokasyona dönüşmesi engellenmek isteniyorsa yapılması gereken ilk şey, derhal faillerinin bulunmasıdır…Faillerin bulunduğuna dair İçişleri Bakanı’nın bir açıklaması oldu. O zaman açıklamalılar. Toplumsal gerginliklere yol açacak kriz yönetecekseniz, yapmanız gereken her bilgiyi şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaktır. Eğer bu gerçekten komşular arası bir husumetten kaynaklanıyor ise çıkıp açıklayacaksınız… Yok ama eğer Türkleri Kürtlere, Kütleri Türklere karşı kışkırtan bir provokasyon varsa eğer etnik ya da mezhebi herhangi bir şiddetin parçası olma ihtimali dahi varsa onlara karşı en sert mücadeleyi vereceksiniz. Hep beraber bunu vereceğiz. Ama öncelikli sorumluluk iktidara düşüyor. Ama bu iktidar her vesileyle kutuplaştırıcı, dışlayıcı, ayrımcı bir dil kullanarak maalesef herkesi herkese şüpheyle bakan, bazen hasmane bakan bir tutuma sevk etti. Konya asırlar boyu Mevlana’nın irfan kültürüyle yoğrulmuş bir şehirdir. Bu provokatörler bilsinler ki Konya’daki bu kardeşliği bozamazlar. Ve şunu da bilsinler ki; kim ki şu veya bu gerekçeyle şiddete yönelen aşırı ideoloji, tavrı, eylemi savunursa onun karşısında dimdik bütün bir milletin vicdanı olarak ayakta duracağız."