Her insanın aldığı eğitim, okudukları, çevresi, kültürü ve ailesinden kaynaklanan nedenlerden dolayı paradigması farklıdır.

ÇÖZÜMSÜZ SORUNLARA ÇÖZÜM: PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ

Paradigma (paradi'gma) Fransızca paradigme kelimesinden gelir Türk Dil Kurumu sözlüğü anlam karşılığı ; "Değerler dizisi" olarak tanımlanmıştır. Paradigma, herhangi bir alanda yerleşik yazılı ve yazılı olmayan tüm kurallar ve uygulamaların bütününe verilen bir isimdir. Kısaca sizin dünyaya baktığınız penceredir.

Paradigma, farkına varmadan taktığımız bir psikolojik gözlüktür; iç dünyamızı olduğu kadar dış dünyamızı da bu gözlük aracılığıyla görürüz. İnsan farklı konularda farklı paradigmalara sahip olabilir. Paradigma bizim oluşturduğumuz bir şeyden çok bizi oluşturan ve bizimle oluşan bir özellik taşımaktadır. İnsanın dünyayı algılamak için kabul ettiği doğrular sistematiğidir.

Paradigmalarımız bakış açımızı ve bunun sonucunda ortaya çıkan davranış biçimlerimizi yönetir. Belli bir zaman dilimi içinde bir grubun ya da topluluğun düşünme biçimi ve davranışlarını belirleyen bir dünya görüşü, bir algı dayanağı, bir perspektif, bir model olarak ele alınabilir.

Doğan Cüceloğlu’nun verdiği basit bir örnek yapılan açıklamayı daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir. Örnekte küçük bir kedi yavrusu bir evin önünde oturmuş, yoldan geçenlere miyavlıyor. Evin sol tarafından yaklaşan çocuklara bir “sözcü” kedinin sahipsiz, zavallı, sevgiye muhtaç olduğunu söylüyor. Diğer taraftan yaklaşanlara ise “sözcü” kedinin kuduz hastalığına yakalanmış olduğunu, ona yaklaşanları tırmalayacağını söylüyor. Bu örnekte iki farklı mesaj, iki farklı davranışa yol açacaktır. Birinci gruptaki çocuklara “şefkat paradigması” gözlüğü takılmıştır. Öte tarafta ise çocuklara “korku paradigması” aşılanmıştır.

Bu açıklama ve örnekten sonra varacağımız sonuç şu olabilir: Büyürken anne-babamız, bulunduğumuz toplum, kültür, okulda öğretmenlerimiz, aldığımız eğitim, politika, devlet, televizyon kanalları, gazeteler, dergiler ve sosyal medya belirli paradigmaları bize öğretmeye çalışıyor. Bütün pazarlama faaliyetlerinin de amacı tüketicilere ürünler ve faydaları konusunda bilgi vererek paradigma değişikliği meydana getirip kendi ürün ve hizmetlerini kullanmalarını sağlamaktır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; Paradigma sahip olduğumuz bakış açısıdır. Her insanın aldığı eğitim, okudukları, çevresi, kültürü ve ailesinden kaynaklanan nedenlerden dolayı paradigması farklıdır. İnsanlarda var olan paradigmalar gibi toplumlarda da paradigmalar vardır ve toplumsal paradigmalar kültürden etkilendiği için her toplumun paradigması da farklıdır.

Peki paradigma değişikliğini bilmek bize ne kazandıracak? Paradigma ile ilgili farkındalık kazanmak bizim öncelikle nev-i şahsımıza ait olan paradigmayı tanımamız açısından önemlidir. Bunun yanında Einstein'in bir sözünü anımsatmak isterim: Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz. Yani problemler sebep oldukları bakış açısıyla, paradigmayla  çözülemiyor. Problemleri çözmek için bakış açısını değiştirmeye yani paradigmayı değiştirmeye ihtiyaç var.

Bir de paradigma felci (paradigm paralysis) denilen bir durum vardır. Bu durum ise bakış açısına ya da paradigmalarına körü körüne bağlı kalmak yani gerektiğinde paradigma değişikliğini yapmamaktır. Paradigma felcine tutulan örneklerden biri ilk masaüstü bilgisayarı üreten IBM’in paradigma değişikliği yapamayıp şu an bu pazardan silinmesini gösterebiliriz. Diğer yandan ilk fotograf makinası üreticisi Kodak firmasının paradigma felcine tutulması sonucu dijital fotograf makinalarının geleceğini öngerememesi sonucunda geçen haftalarda iflasını açıklamasıdır. Paradigma felci yaşayan pek çok şirketi ülkemizde de görmek mümkündür.

Paradigma felci sadece şirketlere has bir durum değildir aynı şekilde kişilerde paradigma felcine tutulabilirler. Paradigma felcine tutulan insanlarda çevrelerindeki değişimi görmeme ya da eskiye takılıp kalma şeklinde ortaya çıkarlar. Bu insanlar aynı zamanda değişimin önünde duran kişilerdir.

Paradigma değişikliğini nasıl gerçekleştirebiliriz? Paradigma değişikliği dönem dönem olacak bir şey değil, sürekli olan bir olgudur. Yazıya başlarken vücudumda var olan pek çok hücre şu an yerini yenilerine bıraktı aynı şekilde insanların paradigmaları da okuduları, gördükleri, yaşadıkları, tanıştığı insanlarla, seyahatlerle, yeni ortamlara girmesiyle değişikliğe uğrar. Paradigma değişikliği bulunduğumuz ortamdan çıkıp farklı ortamlara girmek, kitap okumak (özellikle farklı yazar ve alanlarla ilgili), film izlemek, strateji oyunları oynamak, yeni insanlarla tanışmak, farklı ilgi alanları seçmek gibi pek çok konuda farklılık yapmakla mümkün olabilir.

Çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi, "sorunların içinde kaybolmak" yerine, paradigma değiştirmeyi başarıp, sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler, o sorunu aşma şansını da yakalıyorlar. Paradigma değişikliği yapmanın bizim için lüks olmak yerine bir zorunluluk olduğu bir çağda yaşıyoruz.