CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e “Devlet suç işlemek konusunda bir organize örgüte dönmüşse onu kim durduracak? Devleti durduracak mekanizma neresi? Yani tuz koktuysa gidilecek yer millettir. Hukukun kokuştuğu yerde hukuktan başka çare var mıdır? Örneğin, İçişleri Bakanı’nın, Sezgin Baran Korkmaz’ı çağırıp ‘yurt dışına çık’ dediği iddiası hangi savcılık tarafından soruşturulmaktadır” diye sordu. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Dijital Mecralar Komisyonu’na bilgilendirme yapmak için gelen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e “Devlet suç işlemek konusunda bir organize örgüte dönmüşse onu kim durduracak? Devleti durduracak mekanizma neresi? Yani tuz koktuysa gidilecek yer millettir. Hukukun kokuştuğu yerde hukuktan başka çare var mıdır? Hukukun üstünlüğünü savunmaktan başka çare var mıdır” diye sordu. Özkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Savcılarımız hangi noktada hangi harekete geçmişlerdir? Örneğin, İçişleri Bakanının, Sezgin Baran Korkmaz’ı çağırıp ‘yurt dışına çık’ dediği iddiası hangi savcılık tarafından soruşturulmaktadır? Yürütmede tuz koktuysa hukuk ilacıdır. Hukukun içinde bir hastalık ortaya çıkmışsa hukuk ilaçtır. Peki, ilaç hangi aşamalarda devreye girmiştir? İçişleri Bakanlığıyla ilgili iddiaları kim soruşturmaktadır ya da bir yeraltı dünyası örgüt liderinin ifşalarını soruşturan savcılıklarımız hangileridir? Bu savcılıklarımız hazırlıklarını ne zaman tamamlayacaklardır? Makul süre bunlar için ne zamandır? Ben sıradan bir yurttaş olarak adalet duygumu yerine getirecek açıklamaları ne zaman duyacağım.” “İSTANBUL ADLİYESİ, BAKANLIĞIN ÇAĞLAYAN ŞUBESİ DEĞİL” Adalet Bakanı Gül ise ilk derece mahkemelerinin verdiği kararları 84 milyonun denetimine açacaklarını söyledi. Bakan Gül şöyle konuştu: "İstanbul Çağlayan Adliyesi bizim Bakanlığın Çağlayan şubesi değil, Ankara Adliyesi Ankara il müdürlüğü değil; bunlar, bağımsız, tarafsız yargı mensuplarının yargısal kararları verdiği mecralardır. Zaten bir yargı mensubu, diyelim ki ‘Şu kişi dedi, bu kişi dedi.’ diye onun dediğine göre hareket ediyorsa o kişi zaten yargı mensubu da değildir; o cübbesini de giymesin, ona bir ağırlıktır, yüktür. Zaten öyle bir şey de kabul edilemez. Ben de Adalet Bakanı olarak bir hâkim, savcı değilim; soruşturma açma yetkim yok. Diyelim ki deliller bana gelse bile, söylense bile benim cübbe giyip soruşturma açma, bunu sonuçlandırma yetkim yok, karar verme yetkim yok. 84 milyon gibi her türlü delil çerçevesinde sanığın kimliğine değil, dosyanın deliline bakarak yargılamaların yapılması yönünde hep beraber adalet duygumuzu takip edeceğiz, talepte bulunacağız; bu konuda çok önemli gelişmeler var. Yargı sistemine, adalet sistemine, yargı mensuplarına da dosyanın içeriğini bilmeden genel, yine dijital mecralardaki eleştiriyle değil, dosya açılınca ‘aleni kesbi’ diyor, dosyaya herkes bakabilir, 84 milyon bakabilir; elbette eleştiredebilir." Tuncay Özkan daha sonra, "Sorum yanlış anlaşıldı galiba, ben sizin şikâyetinizi suç duyurunuzu, talimatınızı değil de istatistik olarak hangi adliyelerimizde bu konuda kaç soruşturma başlatıldı onu öğrenmek istemiştim, böyle bir istatistik sizin elinizde var mı?" sorusunu yöneltti. Adalet Bakanı Gül ise "Burada notları aldık. Gizli yürüyen soruşturmalarla ilgili bizim bilgi sahibi olmamız mümkün değil ama aleniyet kesbeden, bizim de görevimiz itibarıyla bilmemiz gerek en konular varsa onları ben sizlerin marifetiyle Vekilimize ulaştırırım" yanıtını verdi.