MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

CHP Samsun il örgütü adına İl Eğitim Sekreteri Filiz Öztopal, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ile Prof. Dr. Ahmet Yıldız birlikte “Türkiye’yi Mutlu Edecek Eğitim Sistemi” panelini dün İlkadım İlçesi Derebahçe Sosyal Tesisleri’nde verdiler.

Samsun CHP İl Örgütü Eğitim Sekreteri Filiz Öztopal, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Yıldız ile birlikte Türkiye’yi Mutlu Edecek Eğitim Sistemi” hakkında bilgilendirmek için partililerle dün bir araya gelen Yıldırım Kaya “Eğitim Sorunlarının Siyasi Çözümü” Prof. Dr. Ahmet Yılmaz’da “Eğitim Sorunları” üzerine konuştu.

“İKTİDAR DEĞİŞİMİ OLMADAN, EĞİTİM SORUNLARINI KÖKLÜ BİR ŞEKİLDE ÇÖZMENİN MÜMKÜN OLMADIĞINI HEPİMİZ GÖRÜYORUZ”

Panelde ilk konuşmayı, Ankara Üniversitesi, eğitim bilimci, hayat boyu öğrenme ve yetişkin eğitimi uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yıldız yaptı. Yıldız şunları söyledi:

“Bugün mesele sadece eğitim meselesi değil. Türkiye’de birçok alanında çok derin tahribata uğradı ülke. Sağlık derseniz yerlerde sürünüyor. Tarım bitmiş durumda, ekonomi zaten malum. Eğitimde bundan payını aldı. Eğitim deneyimi açıcından çok verimli bir toprak. Aslında baktığımızda birçok gitmediğimiz yerlerimiz var. Yoksulluklar, yokluklar içinde bir ülkede, millet mektepleri, köy enstitüleri ve Halkevleri gibi görkemli yeni yerler çıkartmış bir coğrafyadayız. Bunu yine başarabiliriz. Ama gelinen nokta gerçekten içler acısı bir nokta. Gelinen noktada eğitim açısından düşündüğümüzde iktidar değişimi olmadan, eğitim sorunlarını köklü bir şekilde çözmenin mümkün olmadığını hepimiz görüyoruz herhalde. Ben bugün eğitim sorunlarını sıralamak istemiyorum sadece, eğitimde hangi sorunları hepimiz bunları yaşıyoruz, deneyimledik görüyoruz. Mesele artık bundan sonra, bu sorunların nasıl çözüleceğini konuşmak. Bu eksende birkaç yıldır Yıldırım Hoca’yla birlikte bir takım çalışmalar yürütüyoruz. Zannediyorum benle birlikte bazı akademisyenleri de toplayarak bizleri önümüzdeki dönemde artık bu sorunları sıralamayalım, bu sorunları nasıl çözeceğimize dair çalışmalar başlatmamızı istemişti. Ve bizi koordine etti sağ olsun.”

“YÜREĞİM MECLİSTEKİ ARKADAŞLARIMIZIN YANINDA AMA BEDENİMLE, RUHUMLA, YÜREĞİMLE DE SİZİNLE BİRLİKTE OLMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUM”

Yıldırım Kaya’da şunları söyledi:

“Bizi dinlemeye gelen, sendikalarımız var, Atatürkçü Düşünce Derneği’nden, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne kadar geniş bir yelpaze ile birlikteyiz. Aslında temsil ağırlığı çok yüksek, bir toplulukla karşı karşıyayız. Samsun il örgütünün böyle bir çalışmayı yapıyor olması, CHP’nin bu sürece yani iktidar hazırlık sürecine nasıl yaklaştığının da çok somut bir göstergesidir. Daha önce biz iktidar için eğitim toplantıları yaptık. 81 ilde ilçelerde aşağıdan yukarı özellikle örgütlerimizin yaptığı toplantılarla bölge toplantılarına dönüştürdük. O zaman Samsun il örgütümüze bir borcumuz vardı. Trabzon’da yaptık biz bölge toplantısını, 7 bölgeye ayırmıştık. Aslında Trabzon ile Samsun Karadeniz’i ikiye bölen bir yer Samsun’u atlamak doğru değildir. Biz Samsun’un bu daveti geldiğinde koşa koşa geldik. Öncelikle Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 3 grup başkanvekilimizin iki Samsun milletvekilimizin selamını getirdim. Bugün TBMM’de bütçe görüşmeleri devam ediyor. En fazla da suç işleri bakanının bütçesi bugün görüşülüyor. Bu görüşme esnasında CHP’li milletvekillerinin tamamının orada olması gerekiyordu. Hiçbir milletvekiline izin verilmiyordu. Ancak Genel Başkanımıza ve grup başkanvekillerimize yaklaşık bir buçuk ay önce Samsun’a söz verdiğimizi belirttiğimde o zaman gidebilirsin ama grup başkanvekilleriyle yine de görüş dedi. Onlarla görüştüm, onlarda sağ olsunlar bu izni verdiler. Yüreğim meclisteki arkadaşlarımızın yanında ama bedenimle, ruhumla, yüreğimle de sizinle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

“EĞİTİM ÜRETİMLE OLUR, ÜRETİMDE EĞİTİMLE OLUR”

Biz eğitimin neden önemli olduğunu, eğitim olmadan bir ülkenin ayağa kalkamayacağını, bu ülkenin kurucusu ve CHP’nin de kurucusu genel başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a ayak bastıktan sonra, biliyorsunuz Amasya, Amasya’dan daha sonra Erzurum, Sivas’a gider ama 8-9 Temmuz 1919 yılında gece saat 03.30’da Mazhar Müfit Kansu’yu kaldırır, derki şu aklıma gelen notları yaz. Bu notlarının birincisi der ki cumhuriyeti ilan edeceğiz. Padişahlığı kaldıracağız. Saltanata son vereceğiz. Türk harfleriyle alfabeyi, yani Latin harfleri diye söylemiyor ama o zaman Mustafa Kemal Atatürk, Türk harfleriyle eğitim yapacağız der. Daha savaş başlamamış. Ama o biliyor ki 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru’na bindiğinde başladı savaş. Anadolu’da gördüğü coşku heyecan ve destekle birlikte, kafasında 7 düvele karşı savaşı kazanacağını ama kazandıktan sonra, cumhuriyetin ilanı ve cumhuriyet devrimlerini nasıl yaşatacağını kafasına koymuş. Sakarya Meydan Savaşı biliyorsunuz 30 Ağustos büyük taarruzdan önceki en önemli bir savaştır. O savaş hazırlıkları devam ederken Mustafa Kemal Atatürk, yine cephede değildir. Çünkü İsmet Paşa vardır. Fevzi Çakmak vardır, dolayısıyla onun kafasında ki hazırlık, Ankara’da muallimler şûrasındadır. 15 Temmuz-21 Temmuz 1921’de Ankara’da muallimler şurasını toplar ve muallimler surasın da 243 muallim ve muallime vardır. Bunun 7’si kadın, 236’sı erkektir. Kadınlar arkada oturur Mustafa Kemal Atatürk buna tahammül edemez, kadınları öne alır ve konuşmasına muallimler ve muallimeler diye başlar. Yani demem o ki, Mustafa Kemal Atatürk, emperyalizmi, bu topraklardan kovmadan önce, kurtuluş savaşını kazanmadan önce, cumhuriyeti ilan edeceğini, cumhuriyeti eğitim devrimleriyle yaşatacağını biliyor ve bu eksende adım atıyor. Ama bir başka şeyi daha biliyor Mustafa Kemal Atatürk. Eğitim üretimle olur, üretimde eğitimle olur. Bunun ikisini iç içe geçirmeden, bu süreç işlenemez diyor. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, 1923’te 28 Şubat sanırım İzmir İktisat Kongresi’ni de toplar. Daha sonra cumhuriyet devrimlerine gelmeden, yani başöğretmenlik sıfatını almadan, 24 Kasım 1928 yılına kadar, Ankara’dan, İzmir’den, Balıkesir’den, Bursa’da ve nihayet Samsun’da öğretmenlerle toplantı yapar. Öğretmenlerin ne düşündüğünü, öğretmenlerin, eğitime dair ne yapması gerektiğini öğretmenlerle toplanarak bu süreci işledi. İşte CHP kendi geçmişini bilen ve geçmişinde yapılanları, geleceğe ışık tutması açısından da bunu öngören bir faaliyeti önüne koydu.

“EĞİTİMİN SORUNLARINA ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ BİR SİYASİ PARTİ SALONLARDA KENDİ MEKÂNLARINDA ÖREMEZ. BU DOĞRU DEĞİL”

Biz de diyoruz ki, biz cumhuriyetin 2. Yüzyılına gireceğiz. Cumhuriyetin 2. Yüzyılını Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 36. Kurultayında demokrasi devrimini işaret etti. Ve konuşmasını hatırlayanlarınız vardır, o konuşmasında dedi ki, ‘Türkiye Cumhuriyetini kurarak en büyük devrime imza atan, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Cumhuriyeti kurdu ve en büyük devrimci dedi. 2. Devrimi çok partili yaşama geçerek İsmet İnönü gerçekleştirdi. 3. Büyük devrimi de sosyal demokrasiyi Anadolu topraklarına getiren Bülent Ecevit’ dedi. Eğer biz Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün ve Bülent Ecevit’in yoldaşlarıyız diyorsak ki bu sloganlar sık sık atılır. O zaman dedi bu yoldaşlara düşen görev, cumhuriyetin 2. Yüzyılına giderken, demokrasi devrimini yani 4. devrimi gerçekleştirmektedir 36. Kurultayda. Daha sonra 37. Kurultayında yayınlamış olduğumuz 13 maddelik 2. Yüzyıla çağrı beyannamesinin de ilk 6 maddesinden birisi eğitim. Bunların hayata geçebilmesi için, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi o dönemde yapılanı bu dönemde bizim yapmamız gerekiyordu. Eğitimin sorunlarını yaşayarak hepimiz biliyoruz. Ama eğitimin sorunlarına çözüm önerilerini bir siyasi parti salonlarda kendi mekânlarında öremez. Bu doğru değil. Bunun doğru olmadığını geçmişimizden biliyoruz. İşte buradan hareketle ilk önce biz cumhuriyetin geleceği için eğitim çalıştayı yaptık. 1500 kişinin katıldığı 6 temel başlıkla incelenen, 2020 yılında 18 Ocakta 1500 kişinin katıldığı illerden temsilen gelenlerin katıldığı, bir çalıştay yaptık. Bu çalıştay masalarının hiçbirinde partinin yöneticileri yoktu. Tamamen Eğitim-İş’ten, Eğitim-Sen’den, Eğitder’den, Müfettişler Sendikası’ndan, eğitim fakültelerinden hocalardan, köy enstitüsünün duayen hocalarından bunlardan oluşan bir çalıştayı yaptık. Bu çalıştayı aldık genel başkanımızın hafızasına yerleştirdik.

“FİNLANDİYA’DAKİ EĞİTİM MODELİNE BAKALIM. KÜBA’DAKİ EĞİTİM MODELİNE BAKALIM”

Bununla 2020 yılında yapılan çalıştay sorunu çözmeyeceğini 2023’e girerken gördük. 2021 yılında da iktidar için eğitim toplantıları yaptık. İktidar için eğitim toplantılarını yaptıktan sonra da 2. Yüzyılda eğitim hakkı çalıştayını gerçekleştirdik. Bu çalıştayın kendisi de 2. Yüzyılda eğitim hakkı nedir? Eğitim hakkına nasıl erişilecek? Eğitim hakkında CHP iktidarında ne yapılması gerekiyor? Burada da dört masa oluşturuldu. 2020’deki bu kitapçıktan süzülenler, burada biraz daha güncellenerek, geleceğe ışık tutacak şekilde yine hiçbir CHP yöneticilerinin olmadığı bu masalarda bunlar tartışıldı. Bu tartışmalardan sonra önümüze bir yol haritası çıkarttılar. Daha sonra dediler ki sizin bu işi yapabilmeniz için, dönüp cumhuriyet tarihine bakmanız gerek. Tek başına cumhuriyet tarihine bakmanız yetmez. Uluslararası eğitimde başarılı olan ülkelere bakacaksınız. Yani bizden örnek almış ama dönüp biz yeniden o ‘Beyaz Zambaklar’ kitabını okuyalım Finlandiya’daki eğitim modeline bakalım. Küba’daki eğitim modeline bakalım. Bir de Türkiye’de dünyaya ışık olmuş, Türkiye’nin aydınlanmasında eğitim devrimlerinin hayata geçirilmesinde en büyük emeği olan dünden bugüne çözüm köy enstitüsü. Bu çalışma ancak ve ancak CHP’nin geçmişi yerinde görmesi ve geleceği nasıl kuracağını tekrar mı edecek, inkâr mı edecek yoksa geçmişinden ders alarak geleceği inşa mı edecek diye bu yola çıktık.”

Kaynak: anka