EBRU KÜÇÜKAYDIN CHP Antalya il örgütü, Doğan Medya’yı satın almak için Demirören Grubu'nun Ziraat Bankasından kullandığı 750 milyon dolarlık kredinin akıbetini sordu. Bankanın Kapalı Yol Şubesi önünde basın açıklamasına CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer, ilçe başkanları Hasan Şahin (Muratpaşa), Onur Duruk (Konyaaltı), İbrahim Demir (Serik), İl Kadın ve Gençlik Kolları başkanları, il yöneticileri, meclis üyeleri ve çok sayıda partili katıldı. İl Başkanı Cengiz, “Sandığa gitmekten korkan AKP’nin karanlık tarafı; devletin üst düzey yöneticileri ile karşı karşıya gelen bir mafya liderinin akıl almaz iddialarda bulunması ve bu korkunç iddiaların aksinin ispat edilememesiyle birlikte aydınlanmakta, mafya-siyaset-ticaret üçgeninde dönen pislik gün yüzüne çıkarmaktadır” dedi. “ORTAYA ÇIKAN PİSLİĞİ DÜNYA TAKİP EDİYOR” Nuri Cengiz şunları söyledi: “Süleyman Soylu, Berat Albayrak gibi kritik isimler başta olmak üzere, onlarca siyasetçi, gazeteci ve iş insanı hakkında öyle çarpıcı iddialar öne sürülmekte ki; Genel Başkanımızın da ifadesiyle ‘Lağım patladı, koku dağıldı’. Ortaya çıkan pisliği tüm dünya takip ediyor. Mafya liderinin, Türkiye’de 15 farklı sektörde 50’den fazla şirketi bulunan Demirören Holding hakkındaki iddiaları nedeniyle KYK borcu yüzünden icralık olan gençlerimizin, krediyi krediyle kapatmaya çalışan çiftçilerimizin, evine ekmek götürmekte zorlanan esnafımızın sabrını iyice taşırmıştır. “BUGÜNKÜ KURLA 6.5 MİLYAR LİRA EDİYOR” Demirören’in, Doğan Medya Grubu’nu satın alabilmek için 2018 yılında Ziraat Bankası’ndan çektiği 750 milyon dolarlık kredi borcu için henüz bir kuruş bile ödeme yapmadığı, teminat gösterilen arsaların ise teminat niteliğinin kalmadığı, riski karşılamadığı öne sürülüyor. Altını çizmek istiyorum: 750 milyon dolar, bugünün dolar kuru ile ortalama 6 milyar 300 milyon Türk lirası ediyor. Telaffuz etmekte dahi zorlandığımız bu paralar, Demirören’in ‘tarıma destek’ amacıyla kurulan devletin bankasına, Ziraat Bankası’na olan borcudur. Bu kan donduran iddiaları her iki taraf da yalanlamayarak resmen kabul etmişlerdir. “TARIMA DEĞİL, YANDAŞLARA KAYNAK” AKP’nin iktidara gelişi ile birlikte esas amacından, hizmet anlayışından sapan birçok devlet kurumu gibi Ziraat Bankası da kuruluş amacından çoktan sapmış, ülkenin tarımına değil AKP’nin yandaşlarına kaynak sağlayan bir kurum haline gelmiştir. Bizler her fırsatta söyledik; ‘Türkiye yönetilemiyor, Türkiye savruluyor’. Bugün ülkece savrulduğumuz noktada, kimsenin inkar edemeyeceği çok acı gerçeklerle yüz yüze gelmekteyiz. Bugün Türkiye’de çiftçi, elindeki tek traktöre haciz geldiği için kalp krizinden hayatını kaybederken, çiftçiye destek olması gereken Ziraat Bankası, Aydın Doğan’ın ana akım medyasını Demirören’e resmen hediye etmiştir. “BU PARAYLA KYK BORÇLARI ÖDENİR” Bugün Türkiye’de sayısı milyonları bulan üniversite mezunu gençlerimize istihdam yaratamayan devlet, yüzbinlerce gence KYK borcu nedeniyle haciz göndermektedir. Üstelik Demirören’in tek kredi için, tek başına ödemesi gereken yaklaşık 6,5 milyar lirayla gençlerimizin Ziraat Bankası’na olan 5,5 milyarlık tüm KYK borcu fazlasıyla ödenmektedir. Bugün Türkiye’de yemekhane kartına para yükleyemediği için üniversite öğrencisi bir genç kız canına kıyıyorken Cengizlerin, Limakların milyonlarca liralık vergi borçları tek kalemde silinmektedir. Bugün Türkiye’de iktidar sahipleri, saraylarda lüks içerisinde yaşıyorken, milyonluk araçlarla dolu konvoylarla geziyorken, vatandaşı çöp konteynırlarından ekmek arar hale getirmişlerdir. “YOLSUZLUĞUN HESABINI SORACAĞIZ” Artık kimsenin saklayamayacağı, örtbas edemeyeceği bir boyut kazanan bütün bu pisliği sadece ve sadece sandık temizleyecektir. Bugün saraydakilerle arasındaki o uçurumu hisseden herkesin, o gün sandık geldiğinde soracak hesabı var. Bizimse bu ülkede insanca, hakça yaşamayı hak eden tüm yurttaşlarımıza sözümüz var. Bu ülkenin sayısız nimetlerinden ve kaynaklarından, her vatandaşın eşit şartlarda faydalanabileceği, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi inşa edeceğiz. Halkın iktidarında hiçbir çocuğun yatağa aç girmesine, hiçbir gencin umutsuzluğa kapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu ülkenin yoksulluğa mahkum edilen insanları adına, bütün yolsuzlukların, tüm hukuksuzlukların ve adaletsizliğin hesabını soracağız.”