Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel başkanı Uzman Dr. Derya Mengücük, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, 85 yaş üstü yaşlıların tek bir doktora emanet edilmesine yönelik uygulama başlatacaklarına ilişkin açıklamasına tepki gösterdi. Mengücük, “Öncelikle Sağlık Bakanı’na hatırlatmak isteriz ki Türkiye’de 85 yaş üzerinde ya da fark etmez herkesin bir hekimi var. Biz buna aile hekimliği diyoruz. Sağlık Bakanımızın da bundan haberdar olması sevindirici olur. 85 yaş üstü yaşlılarımız evde hareket edemez durumda yaşıyor, onların bir hekime değil, sosyal hizmete ihtiyacı var” dedi.    

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 85 yaş üzeri vatandaşlar için yeni bir programın başlatacaklarını duyurdu. Buna göre, 85 yaş üstü yaşlıların tek bir doktora emanet edilmesine yönelik uygulama başlatılacak. Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Uzman Dr. Derya Mengücük, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Mengücük’nün açıklaması şöyle oldu:

“SAĞLIK BAKANI’NA TÜRKİYE’DE HERKESİN BİR HEKİMİ OLDUĞUNU HATIRLATMAK İSTERİZ: Sağlık Bakanımızın 85 yaş üzerindeki herkesi bir hekime emanet edeceğiz sözünü duyduk. Öncelikle Sağlık Bakanı’na hatırlatmak isteriz ki Türkiye’de 85 yaş üzerinde ya da fark etmez herkesin bir hekimi var. Biz buna aile hekimliği diyoruz. Sağlık Bakanımızın da bundan haberdar olması sevindirici olur. Bunu ne amaçla söylediğini ya da ne yapacağını bilmiyoruz.  

HERKESE BİR HEKİM ATAMAK İSTESE SAĞLIK BAKANLIĞI’NDA ÇALIŞAN 100 BİN HEKİMİN YETERLİ OLACAĞINI DÜŞÜNMEK GERÇEKÇEÇİ DEĞİL: Ancak Türkiye’de 85 yaş üzerinde 700 bine yakın vatandaşımız bulunmakta. Herkese bir hekim atamak istense, Sağlık Bakanlığı’nda çalışan 100 bin hekim, aile hekimliğinde çalışan 25 bin hekimin yeterli olabileceğini düşünmek hiç gerçekçi ve mümkün olabilir bir yöntem değil. Ne planladığını bilemiyoruz tabii. Gidip ziyaret edilmesini mi istiyor, onların tek tek görünmesini mi istiyor bilemiyoruz. Ancak Türkiye’deki hekim sayısının buna yetmeyeceği açıktır. 1 milyon hekimimiz olsa belki bu dedikleri olabilir.

ONLARIN SOSYAL HİZMETLERE İHTİYACI VAR: Ancak esas problem şu; Türkiye’de 85 yaşın üzerinde olan ve daha genç de olsa 60’lı yaşların üzerinde olan milyonlarca vatandaşımız evden çıkamaz durumdadır. Türkiye nüfusunun yüzde 12’si eve bağımlıdır. Evlerinden çıkamayan bu insanların sağlık ihtiyaçları yanında ayrıca bakım sorunu var. Ülkemizde yaşlı nüfus hızla artıyor. Bu artan yaşlı nüfusun büyük bir çoğunluğu tek başına yaşıyor. Bu kişilerin bir hekime değil, evlerinde onların beslenme, barınma ve hijyenik koşullarını, sosyal gereksinimlerini takip edecek sosyal hizmetlere, bu düzenlemeleri yapacak sosyal hizmet uzmanlarına ihtiyaçları var. Yaşlılardaki en önemli ölüm sebebi beslenme bozukluklarına bağlı kas gücü kaybı ve buna bağlı düşmeler. Oysa evler buna uygun değil. Sosyal çalışmacının gidip evlerde yaşlıların yürümesine, hareket etmesine, bakımını düzenlemesine ve bunların uygun şekilde oluşturulmasını sağlayacak ayrı hizmet birimlerine ihtiyacı var.

EVLER ERİŞELEBİLİR DEĞİL, YAŞLILAR SOKAĞA ÇIKAMIYOR: Kentsel dönüşüm altında yeni yeni evler yapılıyor ama bu evlerin hiçbirinde uygun erişilebilirlik yok. Asansörler ara katlardan başlıyor. Aradaki 5-6 basamak tüm yaşlıları evlere kilitliyor, evden çıkartamaz hale getiriyor. Yaşlılarımızın onları evden çıkartabilecek birine ihtiyacı var. Yaşlılarımız sokağa çıktığı zaman kaldırımlarda yürüyemiyor. Kaldırımlarımız yaşlılarımızın yürümesine uygun değil. Kaldırımlardan düşüyorlar. Kaldırımlar, hiçbir şekilde insan öncelikli, yaya öncelikli değil. Yaşlılarımızın esasen sokağa çıkabilmeye, sokağa çıktığı zaman güvenilir yürüyebilmeye, güvenli evlerine dönebilmeye ihtiyaçları var. Yaşlılarımız bir sağlık sorunu yaşadığı zaman onları sağlık kurumuna ulaştıracak birine ihtiyacı var, tek tek 800 bin kişiye ulaşacak hekime değil. 

ÖNCE AİLE HEKİMLİĞİ’NDEKİ EKSİK KADROLAR TAMAMLANSIN: 800 bin yaşlı vatandaşımızın toplu olarak sağlıklı yaşlanabileceği, sağlık kurumlarına ulaşabileceği, yaşlılığını keyifle sürdürebileceği bir düzenlemeye ihtiyaçları var. Bu düzenleme herkese hekim atamak değildir. Sağlık Bakanı’nın hekim merkezli bakışından kurtulması gerekiyor. Yaptıkları teşvik ödemeleri de hekim merkezli bakış açısı. Sağlık Bakanı eğer bir şey yapmak istiyorsa Aile Hekimliği’ndeki eksik kadroları tamamlasın. Engellemeye çalıştığı kamu dışı çalışanların kamu hakkını versin. Yaşlı insanlarımıza, evde kalan insanlarımıza gerçekten yardım etmek istiyorsa aile sağlığı merkezlerine eksik olan hemşireyi, sosyal çalışmacıyı sağlasın. Ondan sonra hep beraber yaşlılarımıza sahip çıkalım. Herkese hekim atayacağım demek popülist bir söylem olabilir, oy getirici bir söylem olabilir ama gerçekle hiçbir alakası yoktur. Yaşlılarımız evlerde duruyorlar, onların aşıları yapılamıyor. Yaşlılarımızın bir şeye ihtiyacı varsa bu grip sezonunda evlerinde aşısını yapacak bir hemşireye ihtiyaçları var. Yaşlılarımız evlerde beslenemiyor, buzdolaplarını kontrol edecek, bozuk yemek yemesini önleyecek bir diyet beslenme uzmanına ihtiyaçları var. Yaşlılarımız yürüyemiyor. Yaşlılarımızın evleri yürümeye engel oluyor. Bunları önleyecek, onları harekete geçirecek bir fizyoterapiste ihtiyaçları var. Yaşlılarımızın çok şeye ihtiyacı var, çözüm hekim atamak değil.” 

 

Kaynak: anka