GÜRKAN DEMİRTAŞ - TAMER ARDA ERŞİN

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Ankara’da 74. Türkiye Jeoloji Kurultayı’na katıldı. Yaşanabilecek afetler için hazırlık yapılması gerektiğini belirten Çalık, “Biz kendi işimizi, kendimiz çözmeye, yerelde çözmeye gayret edeceğiz. İstanbul’un 39 ilçesinin aynı hazırlığı yapması gerekir. Afet öncesi, afet anı ve afet sonrası tesisleriyle hazır hale gelmesi lazım” dedi.

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Ankara’da düzenlenen 74. Türkiye Jeoloji Kurultayı’na katıldı. Beylikdüzü’nde bulunan 23 milyon yıllık fosil ağacı da tanıtan Çalık, İstanbul’da yaşanması muhtemel her afet için önceden hazırlık yapılması gerektiğini belirterek; Beylikdüzü’nde afetlere karşı yapılan çalışmalara ilişkin şunları söyledi:

“DEPREM GERÇEĞİYLE BU TOPLUMUN YÜZLEŞMESİ LAZIM”

“Burada 74. Jeoloji Kurultayı’na geldik. Bir fosil ağacımız var onun tanıtımını yaptık. Onu tanıştırdık, jeologlarla birlikte. 23 milyon yıllık bir fosil ağaç. Beylikdüzü, bir taraftan da afetlere hazırlanıyor. Beylikdüzü, afetlere; afet öncesi, afet anı ve afet sonrası diye hazırlanıyor. Afet öncesinde eğitimlerin yapılabileceği belirli gönüllülük eğitimlerinde verildiği bir afet öncesi eğitim merkezi yaptık biz bu dönemde. Lojistik merkez ve mutfağımızın olduğu bir karargahımız var. Afet anını da oradan yöneteceğiz. Bir taraftan da bu kenti dirençli hale getirmek adına yapı stoğumuzu yeniliyoruz. Şimdi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi – KİPTAŞ işbirliğiyle birinci etap kentsel dönüşüm projesinin de startını verdik geçtiğimiz aylarda temel atma çalışmaları vardı. Afet sonrası için de aslında lojistik merkezimiz ve barınma alanını yaptık. Yaklaşık 25 bin metrekarelik bir kapalı alandan bahsediyorum. Aslında Beylikdüzü, afetlere hazır hale gelebilmesi adına, dirençli hale gelebilmesi adına biz birçok tesisimizi hayata geçiriyoruz. Ama burada asıl bilmemiz veya idrak etmemiz gereken, deprem gerçeğiyle bu toplumun yüzleşmesi lazım.

“DEPREM, SİYASET SORMUYOR. SİYASETÇİ SORMUYOR. DOLAYISIYLA İŞBİRLİĞİ YAPMASI GEREKİR KURUMLARIN”

Boğaziçi Üniversitesi’nin yapmış olduğu araştırmalara göre, yaklaşık İstanbul’da 194 bin bina orta ve ağır hasar alacak. Bu binaların da 68 bin binanın yıkılması simülasyonu var. Bu da ne demek oluyor? Çok ciddi bir kaos ve çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalacak. İzmir Bayraklı’da 17 binanın her enkazın başına 400 tane arama kurtarma görevlisi koyulduğu düşünülürse biz, İstanbul’da 68 bin arama kurtarma gönüllüsü olduğunu düşünmüyorum. Biz, onun için Beylikdüzü’nde gönüllü süreçlerini de çok ciddiye aldık ve önemsiyoruz. Yaklaşık 30 binin üzerinde bir gönüllü ordusuna sahip olalım arzusuyla yola çıktık. Bu iş, sadece yerel yönetimlerin, sadece merkezi idarelerin tek başına bu işin altından kalkabileceği bir şey değil. Bilinci oluşturmamız lazım. İdrakin gelmesi lazım insanlara. Buna dönük hazırlık yapılması lazım. 1999’dan bugüne aslında çok uzun bir periyot ama çok fazla maalesef bir şey yapılamadı. İstanbul adına. Şimdi Büyükşehir Belediyesi, sayın İmamoğlu yönetimiyle birlikte bu işe ehemmiyet verdi ve o gündemine aldı. Şu an birçok yerde kentsel dönüşüm projeleri başlatıldı ve etütler yapılıyor. Mikro bölgelemeleri tamamlanıyor İstanbul’un. Mikro bölgeleme çok kıymetli, işte nerede nasıl yapılaşacağınız, işte o zeminin direnç katsayısı bunların tamamı aslında çok kıymetli. Yönetmeliklerin böyle her gün değiştiği, yenilendiği bire süreçte maalesef siz, sağlıklı karar üretemezsiniz. Onun için merkezi yönetimden yerel idareye kadar işbirliği ve eşgüdümle bu işin üstesinden gelebiliriz. Deprem, siyaset sormuyor. Siyasetçi sormuyor. Dolaysıyla işbirliği yapması gerekir kurumların. Kurumların işbirliği içerisinde olması lazım. Bizler, her birimiz bu devletin saygın kurumlarını yöneten yöneticileriz. Bürokraside de birçok arkadaşımız var. Dolayısıyla biz devletin saygın kurumları olarak işbirliği yapmak zorundayız afete karşı. Biz, Beylikdüzü’nde bunu yapmaya gayret ediyoruz. Kaymakamlığımızla birlikte devamlı istişare halindeyiz. Afet haline hazırlık yapıyoruz ve afetlere karşı dirençli bir kent haline gelmesini istiyorum Beylikdüzü’nün.

“VATANDAŞ EN ZOR ZAMANINDA YEREL YÖNETİMİ, MERKEZİ İDAREYİ, DEVLETİNİ YANINDA GÖRMEK İSTER”

Şu an İstanbul, yaklaşık 16 milyon nüfus. 99 depreminde ise İstanbul’un nüfusu 9 milyon civarındaydı. 9 milyon nüfusla yaşadığımız kaosu ben biliyorum. 99 depreminde İstanbul’daydım. Bu 9 milyonun üstüne yaklaşık 7 milyon ve kayıt dışıyla 8 milyona yakın nüfusun geldiğini yani iki katına çıktı İstanbul’un nüfusu ve hazırlıklar, bugüne kadar maalesef yapılmadı. Bugün işte İstanbul’da yapılmakta olan çalıştaylarla bu gönüllü süreçleriyle İstanbul hazırlanmaya gayret ediyor. Ama İstanbul’da yaşanacak bir doğal afet, depremde İstanbul ve Türkiye için çok ciddi zorluklarla karşı karşıya kalırız. İstanbul’un sadece lojistiğini sağlamak bile bir meseledir. Çünkü İstanbul’a lojistik tırlarla gelir. Herhangi bir yolun, herhangi bir köprünün yıkılması halinde karayolu ulaşımının duracağı düşünülecek olursa İstanbul’u çok ciddi bir sıkıntı bekliyor bir taraftan. Biz, en azından Beylikdüzü’yle alakalı, biz Beylikdüzü’nde bir mutfağımız var yaklaşık 1000 metrekarelik bir mutfak. Bu mutfak sayesinde de Beylikdüzü’nde komşularımızın 398 bin 122 komşumuzun çorbasını kaynatacağız. İstiyoruz ki en azından 10 gün-15 gün Beylikdüzü kendi kendine yetebilir bir hale gelsin. Çünkü insanların size ulaşması çok zor olacak. Biz kendi işimizi, kendimiz çözmeye, yerelde çözmeye gayret edeceğiz. İstanbul’un 39 ilçesinin aynı hazırlığı yapması gerekir. Afet öncesi, afet anı ve afet sonrası tesisleriyle hazır hale gelmesi lazım. Biz, bir coğrafi bilgi sistemi üzerinden de yönetiyoruz afetleri. Bu kar yağışında da aynı bilgi sistemini kullanıyoruz ve anlık haberleşmelerimizi yapıyoruz. Anlık ekiplerimizin nerede olduğunu görebiliyoruz. Dolayısıyla biz, teknolojik bir altyapıya sahibiz. Sadece burada gönüllü süreçlerini artırmamız gerekir. Bunun İstanbul’un 39 ilçesinin bu işe kafa yorması gerekir. Bu işle yatıp bu işle kalkması gerekir. Çünkü vatandaş en zor zamanında yerel yönetimi, merkezi idareyi, devletini yanında görmek ister. Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok güçlü bir devlettir. Bugün, yönetenler devletin sahibi olarak görmesinler kendilerini ama devletin her kurumu iş birliği içerisinde bu depremlere karşı elimizden geleni yaptığımızda vatandaşımıza en azından güçlük çıkarmadan o zor zamanlarında vatandaşın yanında olmuş oluruz.”

 

Kaynak: anka