DİLAN KUTLU Eşinin çalıştığı mezbaha kapandıktan sonra Balıkesir Burhaniye’de tavuk çiftçiliği kuran Fatma Sarıgöl, artan maliyetler nedeniyle batma noktasına geldi. Sarıgöl, “Bir eşofmanın rengine değil, fiyatına bakıyorum önce. Ama yemci ‘315 TL’ dediğinde çıkarıp veriyorum. Ben yemiyorum, ‘Buyurun siz yiyin’ diyorum tavuklara. Tavukları satmaya çalışıyorum, alan olmuyor… Yumurta satılmıyor, pahalı. İçine girince anlıyorsunuz” dedi. Fatma Sarıgöl, Celal Bayar Üniversitesi Gıda Teknolojisi bölümü mezunu bir kadın girişimci. Eşinin çalıştığı belediye mezbahası özelleştirildikten bir süre sonra kapanınca Burhaniye’de kendi işlerini kurup çiftçilik yapmaya karar vermişler. Eşi başka işlerde çalışırken Fatma Sarıgöl de bin 500 kapasiteli bir tavuk çiftliği kurup aile bütçesine destek olmak istemiş. Sarıgöl, "Kendi ürünümüzü kendimiz yetiştirelim" diyerek çiftçilik yapmaya karar verdiklerini, ancak işin içine girdiklerinde birçok zorlukla karşıladıklarını söyledi. Yetkililerden tavukçuluğa ve yumurta sektörüne destek beklediklerini belirten Sarıgöl, yaşadıkları sıkıntıları ANKA Haber Ajansı'na şöyle anlattı: "TAVUKLARI SATAMIYORUM" "Burası bin 500 kapasiteli bir kümes. 200 tavuk cirit atıyor burada. Bana destek verilse ben burada bin 500 tavuk bakarım. Ama her gün, iki günde bir 315 TL yem parası veremiyorum. 200 tavukla başladık. Ölen oluyor, hastalığı oluyor. 140-150 civarıydı yem o zaman. 5 ay içerisinde, en son bir torba yeme 315 lira verdik. Çocuklarım okula gidiyor. Engelli annem var. Masraflarımız var. Bir eşofmanın rengine değil, fiyatına bakıyorum önce. Ama yemci ‘315 TL’ dediğinde çıkarıp veriyorum. Ben yemiyorum, ‘Buyurun siz yiyin’ diyorum tavuklara. Tavukları satmaya çalışıyorum, alan olmuyor. Kime sorduysam ‘Tavukları satamıyorum, kestirdim’. Yumurta satılmıyor, pahalı. İçine girince anlıyorsunuz." "YUMURTAYI KUYUMCUDA BULURLAR" Fatma Sarıgöl’ün eşi Semih Sarıgöl ise bir yandan çiftçilikle uğraşırken diğer yandan ek iş olarak koyun kırkım işine gidiyor. Küçük çiftçinin yok olduğunu belirten Sarıgöl, şunları söyledi: “150 tane tavuğumuz var. Aslında daha fazlaydı ama hastalıktan öldüler. Biz, yumurtayı 1,5 liraya satıyoruz. Millet bize çok kötü gözle bakıyor. ‘1,5 liraya yumurta mı olur, çok pahalıya satıyorsunuz’ diyor. Yemciye gidiyoruz. Her gittiğimizde ayrı fiyat. Tavuklar ailemize katkı yapacak diye düşündük ama her şeyi cebimizden yiyorlar. Biz, devletten yardım da istemiyoruz. Küçük çiftçiyi millet de sevmiyor devlet de. Dolar düşüyor ama yem fiyatları düşmüyor. Biz çıkmazdayız. Devletten sadece yem fiyatlarını düşürmesini istiyoruz. Yaptığımız işten dolayı küçük çiftçi ölmek zorunda değil. Bugün 1,5-2 lira yumurtayı beğenmeyenler, yarın tavuğun kendisini fotoğrafta, yumurtayı da kuyumcularda bulurlar ancak."