Anayasa Mahkemesi (AYM), Karabük Devlet Hastanesi’nde yapılan iğne sonrasında topallamaya başlayan ve kendisine enjeksiyonu kimin yaptığı belirlenemeyen Osman Aksoy’un maddi ve manevi varlığının korunma hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

AYM, bel ağrısıyla gittiği Karabük Devlet Hastanesi’nde yapılan iğne sonrasında topallamaya başlayan Osman Aksoy’un başvurusunu inceledi.

BACAĞINDA HASAR MEYDANA GELDİ, FAKAT ENJEKSİYONU YAPAN BELLİ OLMADIĞI İÇİN SADECE MANEVİ TAZMİNAT VERİLDİ

Osman Aksoy, 12 Temmuz 2012 tarihinde bel ağrısı şikayetiyle gittiği Karabük Devlet Hastanesi’nde kendisine ağrı kesici ve kas gevşetici iğne yapılmasının ardından topallamaya başladığı gerekçesiyle enjeksiyonu yapan personel hakkında Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu. Adli Tıp Kurumu (ATK) Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu, Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin 9 Ağustos 2009 tarihli ve 19 Ocak 2012 tarihli epikrizi, Karabük Devlet Hastanesi’nin 12 Temmuz 2012 tarihli epikrizi ve poliklinik defterini inceleyerek rapor hazırladı.

Aksoy, gördüğü zararın tazmini için 12 Haziran 2015 tarihinde Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na başvurdu, ancak bir cevap alamadı. Bunun üzerine Aksoy, 8 Ekim 2015 tarihinde Ankara 13. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Fakat dava, yetki yönünden reddedilerek Kastamonu İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Kastamonu İdare Mahkemesi, ATK raporunda Aksoy’a enjeksiyon yapan sağlık personelinin kayıtlardan tespit edilemediğini belirtti ve 10 bin TL manevi tazminata hükmetti.

Aksoy bu kararı temyiz etti, ancak Danıştay 15. Daire, kararı vekalet yönünden bozdu, diğer kısımlar yönünden onadı ve düzeltme istemini de reddetti.

"HASTANENİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ ALTINDA OLAN BELGENİN YOKLUĞUNUN SONUÇLARI BAŞVURUCUYA YÜKLENEMEZ"

Aksoy, bunun üzerine AYM’ye bireysel başvuru yaptı. Aksoy’un başvurusunu inceleyen AYM, Aksoy’un maddi ve manevi varlığının korunma hakkının ihlal edildiğine hükmetti. AYM’nin kararında şunlar kaydedildi:

“ATK raporunda, söz konusu enjeksiyonu kimin yaptığının kayıtlardan tespit edilemediği belirtilmiştir. Bu bağlamda kayıt tutma yükümlülüğünü yerine getirmeyen hastanenin tutmakla yükümlü olduğu belgenin yokluğunun sonuçlarının başvurucuya yüklenemeyeceği açıktır.

Yeni bir raporun alınması, başvurucunun söz konusu itirazlarını gidermek dışında, halihazırda bacağında kalıcı bir hasar olup olmadığının tespiti bakımından da önemlidir. Nitekim başvurucunun bacağında kalıcı bir sakatlık meydana gelmesi, maddi birtakım zararların tazminini gerektirecektir. Bu durumda, somut olayda başvurucunun maddi nitelikte birtakım zararları olabileceği dikkate alındığında, bu yönde inceleme ve araştırma yapılmadan sadece manevi tazminat talebinin kabul edilmesi, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı bağlamında yeterli bir giderim olarak kabul edilemez.”

Kaynak: anka