İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, İstanbul Finans Merkezi Kanun Teklifi’ni eleştirdi. Cesur, “İstanbul kendine ait ve övündüğümüz bir büyük dünya şehri iken dünyanın sayılı finans merkezleri arasında yer alamamıştır ve sorumlusu da yangından mal kaçırmayı çare sanan bir anlayışın Türkiye'yi yirmi yıldır içine soktuğu fasittir. Bu teklifle bu fasitten çıkaramaz, dev binalar yaparak ekonomiyi ayağa kaldıramazsınız” dedi.

İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, TBMM Genel Kurulu’nda İstanbul Finans Merkezi Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde söz aldı.

Cesur, özetle şunları söyledi:

“2009'DA DPT TARAFINDAN HAZIRLANAN PLANLA UZAKTAN YAKINDAN İLGİSİ OLMAYAN BİR PROJE”

“İstanbul Uluslararası Finans Merkezi planı, 2009'da Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan planla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir proje olarak önümüzde ve emlakçılık ve gayrimenkul sektörüne sıkışmış, böyle bir hedefteki bir altyapı projesi sadece.

İstanbul kendine ait ve övündüğümüz bir büyük dünya şehri iken dünyanın sayılı finans merkezleri arasında yer alamamıştır ve sorumlusu da yangından mal kaçırmayı çare sanan bir anlayışın Türkiye'yi yirmi yıldır içine soktuğu fasittir. Bu teklifle bu fasitten çıkaramaz, dev binalar yaparak ekonomiyi ayağa kaldıramazsınız.”

“100 BİN GÖÇ BEKLENİYOR, YAKINDA KİRA FİYATLARI ARTACAK”

“Üçüncü maddede İstanbul Finans Merkezi'nin fiziki alanı ve katılımcı belgesi hakkında düzenlemeler var. Fiziki alanı sınırlamışsınız en başta, bir alanda sınırlanan bir finans merkezi kanunu ile boş blokları doldurursunuz ancak. 100 bin göç bekleniyor, yakında kira fiyatları artacak; teklif bu hâliyle aslında, bir kira sözleşmesi niteliğinden daha fazla bir şey değil.

Evet, dünya uzaktan finansal faaliyetlerle, teknoloji imkânlarıyla alakadarken biz hâlâ ‘Boş kalmasın’ mı diyeceğiz, bununla mı geçineceğiz? Bu proje maalesef bunu sağlayacak.

Siyasal sistemimizin tek kişiye bağlandığı rejimde demokrasiden uzaklaşıldığının göstergesi aynı zamanda 3'üncü madde çünkü yirmi yıl yönetimini Türkiye Varlık tarafından kurulan bir anonim şirkete bağlıyorsunuz ama denetimini halkın görebileceği şekilde Sayıştay’a vermiyorsunuz, bunu anlamak gerçekten mümkün değil. Neden bu teşviklerden çiftçiyi, öğrenciyi, çalışanları, EYT'lileri yararlandırmıyorsunuz da sürekli sermayeyi yararlandırıyorsunuz, bunu anlamak da mümkün değil. Ve biz, yine de doğrusu, tutanağa geçsin diyelim, maddenin 4'üncü fıkrasında Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından verileceği belirtiliyor; neden, ilgili Bakana güvenmiyor musunuz? Yani hani, son dönemde baktığınız da güvenilecek gibi de değil, bunda da haklısınız ama biz yine de doğrusunu söyleyelim, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olsun bu. Yatırımcının ilacı güven, güven ikliminin sırrı adalete, işleyen adalet için de demokrasi şart.”

 

 

Kaynak: anka