SEFA GARDİYANOĞLU

Kocaeli’de avukat Nazım Gençtürk, asgari ücrette yapılan artışın ardından işverenin asgari ücret yatırıp bir kısmını elden geri istemesi ihtimali ile ilgili olarak; "İşçi eksik maaşı kabul etse bile bu durumu ispatlayabiliyorsa o hakları yine alır. Bir kere bu durum kanuna aykırı. İşçinin böyle bir duruma rızasının olmasının geçerliliği yok" açıklamasını yaptı.

Kocaeli Barosu’na kayıtlı Avukat Nazım Gençtürk, asgari ücretin bir kısmının elden geri alınmasının Anayasa ve İş Kanunu’na aykırı olduğunu belirtti. Gençtürk, şunları söyledi:

"Hem Anayasa hem de İş Kanunu’na göre işveren, asgari ücretten daha az ücret veremez. Sigorta primlerinin de yatırıldığı ücret üzerinden tahakkuk edilmesi lazım. Mesela işveren 3 bin TL de maaş verse sigorta primlerini asgari ücret rakamı üzerinden tahakkuk ettirip primlerini o ücret üzerinden ödüyor. İki seçenek var; çalıştıramıyorsa işçi çıkartabiliyor ya da bir şekilde yürümesi gerekiyorsa işçiyi ikna ediyor. İşçi de ne yazık ki mecbur kaldığı için asgari ücret altında çalışmaya razı oluyor. İşveren, '3 bin TL veririm, 4 bin 250 TL yatırırım hesabına sen 1.250 TL’sini bana geri getirsin’ diyebiliyor. Ancak sigortasını zorunluluk nedeniyle yine asgari ücret tarifesi üzerinden gösterecek. Buradaki bin 250 TL işverenin karı."

"BİRÇOK EMSAL KARAR VAR"

Yüksek maaş alan kişiye asgari ücret yatırılması hakkında da bilgi veren Gençtürk, "Bazı işverenler 7 bin TL maaşla anlaştığı işçiyi resmiyette asgari ücret üzerinden gösterebiliyor. Burada da işveren, daha düşükten gösterdiği için daha düşük sigorta primi ve vergileri ödüyor. Mesela yıllar önce bir işçi ağası gibi bir adam işçinin kartlarını toplamış, şifrelerini almış, her maaş zamanı gidip bankalara yatırılan resmi ücreti çekmiş gidip işçilere anlaştıkları ücretten verdiği tespit edilmişti. Geri kalanı da işverene veriyordu. Bu durum, banka ve kamera kayıtlarından tespit edilmişti. Aynı tarihte, bütün işçilerin aynı miktarı çekmesi hayatın olağan akışına aykırı kabul edilmişti. Buna benzer birçok emsal karar var" açıklamasını yaptı.

"İŞVERENE CEZA UYGULANIYOR"

İşçinin yatırılan ücreti rıza göstererek geri vermesi ile ilgili de konuşan Gençtürk, "Bunları yaşayan işçi SGK’yı arayıp şikayet edebilir. SGK bu şikayet üzerine müfettiş görevlendirir, durumu yerinde tespit eder. İşveren, bu durumu kabul etmeyen işçiyi işten çıkartabilir. Mesela çalışan ücretin bir kısmının elden geri verilmesini kabul etti. Bir ya da iki sene çalıştı diyelim. Bu durumu ispatlayabiliyorsa çıkışı anında ödenmemiş, eksik ödenen ücret alacaklarını yine talep edebilir. Bunu tanıklar, dekontlar, imza vb. yazılı delil ile ispatlayabilir. Çünkü işveren, işçinin imza atılan bordroyu ya da banka kaydını sunarak ödeme yaptığını ispat edebiliyor. İşçi, bunun karşısında yazılı bir delil sunmak zorunda. Sadece tanıkla ispat edilemiyor. İşçi eğer bunu ispat edebilirse işverene yönelik yaptırımlar oluyor. İşverenden hem alacakları hem de sigorta borcu tahakkuk ediliyor hem de her ay için ve her bir işçi için asgari ücretin iki katı tutarında işverene ceza uygulanıyor" dedi.

“İŞÇİNİN RIZASININ OLMASININ GEÇERLİLİĞİ YOK”

"İşçi eksik maaşı kabul etse bile bu durumu ispatlayabiliyorsa o hakları yine alır" diyen Gençtürk, şöyle devam etti:

"İşverenin maaşı yatırıp işçiden bir kısmını geri istemesi sonucu işçinin işten çıkması ‘haksız fesih’ olarak sayılıyor. Bu durumda işçi, mahkemeye giderek hem kıdemini, hem ihbarını hem de ödenmeyen, kesilen farkları işverenden talep edebilir. Bu durum sonucu SGK tarafından da işverene ceza uygulanır. İşçinin bu durumu yaşaması sonucu 5 yıl olan genel zaman aşımı içerisinde şikayette bulunması gerekir.

İşçi eksik maaşı kabul etse bile bu durumu ispatlayabiliyorsa o hakları yine alır. Bir kere bu durum kanuna aykırı. İşçinin böyle bir duruma rızasının olmasının geçerliliği yok. Kabul etmesi sonucu işçiye herhangi bir yaptırımı da yok. Ne olursa olsun işçi mağdur kabul ediliyor ve bundan feragat etme gibi bir durum da yok. 'Ben ileride böyle bir dava açmayacağımı taahhüt ederim' desen de o taahhüt geçersiz, sen bu davayı yine açabilirsin. Bu hem Anayasa’ya hem de kanunlara aykırı hatta TCK 117 maddesinde yer alan 'Çalışma hürriyetinin ihlali' suçu. Şartlar oluşmuşsa bundan dolayı bile yargılanabilir işveren."

“AKSİNİ İŞÇİ İSPATLAMAK ZORUNDA”

5 kişinin altında çalıştıran işletmelerin banka üzerinden maaş ödeme zorunluluğu olmadığını belirten Gençtürk, şu açıklamayı yaptı:

"Kurumsal firmalarda çalışan işçiler birbirlerine tanıklık yapabilir ama 5 kişinin altında çalışan yerlerde maaşı bankadan yatırma sorumluluğu yok. Elden verebiliyorsun. Bordroyu imzalatıp elden verebiliyorsun. İşveren bordroyu sunduktan sonra kendi ücret ödeme zorunluluğunu yerine getirdi sayılıyor. Bunun aksini işçi ispatlamak zorunda. 'Bana bunu imzalattı ancak bir kısmını geri aldı' diyorsa işçi bunu ispatlamak zorunda. Küçük işletmelerde çalışan işçiler daha büyük sıkıntıda. Hukukta yazılı delile karşı yazılı delille ispat gerekiyor."

 

Kaynak: anka