CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “Ünsal Ban’ın rektörlüğü döneminde Türk Hava Kurumu Üniversitesi’ndeki skandalların ne yazık ki sonu gelmiyor. Sahte diploma iddiasından sonra şimdi de 2013 yılında ekspertiz değeri 20 milyon TL olan üniversiteye ait Ankara’daki arazinin 2015 yılında 7 milyon TL gibi komik bir rakama satılması var. Bu, arazinin satışı değil arazinin peşkeş çekilmesidir” açıklamasını yaptı. CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, eski Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban’ın üniversiteyi zarara uğrattığı iddialarıyla ilgili açıklama yaptı. Konuyla ilgili mahkeme kararlarını paylaşan Başarır, şunları kaydetti: “Ünsal Ban’ın rektörlüğü döneminde Türk Hava Kurumu Üniversitesi’ndeki skandalların ne yazık ki sonu gelmiyor. Sahte diploma iddiasından sonra şimdi de 2013 yılında ekspertiz değeri 20 milyon TL olan üniversiteye ait Ankara’daki arazinin 2015 yılında 7 milyon TL gibi komik bir rakama satılması var. Bu, arazinin satışı değil arazinin peşkeş çekilmesidir. “ÜNSAL BAN İŞİN İÇİNDE” Yapılan bu usulsüzlükler Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tespit edilmiş ve arazinin üniversiteye geri verilmesi karara bağlanmıştır. Ayrıca üçüncü şahıslara ait bağımsız bölüm tapularından doğan mağduriyetlerin giderilmesi, ihalede yetkisiz ve temelde geçersiz işlem yapan, iradeyi fesata uğratan şahıslara yöneltilmesine karar verilmiştir. Peki bu iradeyi fesata uğratan şahıslar arasında kimler var; tabi ki en başta AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban’ın eşi Ünsal Ban var.” “BÜTÜN KİRLİ İŞLERİN TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİM” Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde olduğu gibi her kurumdaki yolsuzlukların, haksızlıkların ve usulsüzlüklerin peşindeyiz. Bu halkın parasını kimler yiyor, kimlere peşkeş çekiliyor hepsini tek tek ortaya çıkaracağız. Bu zamana kadar halkımızı zarara uğratan bütün kirli işlerin takipçisi oldum olmaya da devam edeceğim. Bu asli görevimi yerine getirirken de hiç kimseden korkmadım, korkmayacağım. Ne yazık ki adaletsizlikleri, haksızlıkları ortaya çıkaranların çeşitli yollarla susturulmaya çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Haksızlıklar karşısında hiçbir zaman susmadım, susmayacağım.”