DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İsviçre Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda katıldığı toplantıda; “G20 yapısı şu anda potansiyelinin altında kullanılıyor. Gündemde ağırlıklı olarak ekonomik konular var. Oysa G20 jeopolitik meselelerin de ele alınabileceği bir platform. Birleşmiş Milletler, çok sayıda üyesiyle interaktif bir şekilde çalışmakta güçlük çekiyor. G20, istişare ve müzakere için daha ideal bir sayıya sahip. Üstelik G20’nin temsil gücü de çok yüksek. G20’de konsensüsle alınan kararlar, tüm dünyada destek görüyor. G20’nin görev alanını genişletmek ve jeopolitik konuları da gündeme almak çok önemli olacak” dedi. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İsviçre’nin Davos kasabasında “Parçalanmış Bir Dünyada İşbirliği” temasıyla 16-20 Ocak günleri arasında düzenlenen 53.Dünya Ekonomik Forumu’na katıldı. Partiden yapılan açıklamaya göre; Babacan, basına kapalı bazı ülkelerin Cumhurbaşkanları ve Dışişleri bakanlarının yanı sıra NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de katıldığı bir toplantıda “G20 jeopolitik meselelerin de ele alınabileceği bir platform” dedi. “G20’NİN GÖREV ALANINI GENİŞLETMEK ÇOK ÖNEMLİ OLACAK” Açıklamaya göre Babacan, “Ülkelerin birbirinden uzaklaştığı, sorunların büyüdüğü bir dönemde jeopolitik meselelerin açıkça konuşulup müzakere edilebileceği bir platform var, G20. G20 yapısı şu anda potansiyelinin altında kullanılıyor. Gündemde ağırlıklı olarak ekonomik konular var. Oysa G20 jeopolitik meselelerin de ele alınabileceği bir platform. Birleşmiş Milletler, çok sayıda üyesiyle interaktif bir şekilde çalışmakta güçlük çekiyor. G20, istişare ve müzakere için daha ideal bir sayıya sahip. Üstelik G20’nin temsil gücü de çok yüksek. G20’de konsensüsle alınan kararlar, tüm dünyada destek görüyor. G20’nin görev alanını genişletmek ve jeopolitik konuları da gündeme almak çok önemli olacak” ifadelerini kullandı. Babacan’ın Batı Balkanlar’daki gelişmeleri konu edinen “Batı Balkanlar’da diplomasi diyaloğu” başlıklı toplantıya Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Borge Brende’nin yanı sıra Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Başkanı Borjana Kristo, Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, Karadağ Başbakanı Dritan Abazovic, Kuzey Makedonya Başbakanı Stevo Pendarovski, Kosova Başbakanı Albin Kurti ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic’in de katıldığı kaydedildi. Balkan ülkelerinin Başbakanları ile bir araya gelen Babacan’ın, Batı Balkan ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarına entegrasyonunu önemsediklerini ve bu ülkeleri desteklediklerini ifade ettiği belirtildi. Babacan, “Bölgesel sahiplenme ve kapsayıcılık temel ilkelerdir. Bölgedeki tüm ülkelerin bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz” dedi. Açıklamada, Batı Balkan ülkelerinde istikrarın sağlanması ve ekonomik büyümenin teşvik edilmesi ve devletler arasındaki anlaşmazlıkların çözüm yollarına işaret edildiği toplantıda, Avrupa Birliği’nin Batı Balkanlar’daki rolünün de ele alındığı belirtildi. Katılımcıları arasında Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Haitham Al-Ghais’in de bulunduğu toplantıda Babacan’ın, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Belçika Başbakanı Alexander De Croo, Gürcistan Başbakanı Irakli Garibashvili, Enerjiden Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Kadri Simson, Ekonomiden Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Paolo Gentiloni, Suudi Arabistan Ekonomi Bakanı Faysal El İbrahim, Norveç İklim ve Çevre Bakanı Espen Barth Eide ile bir araya geldiği kaydedildi. Babacan’ın bu toplantıda, yenilenebilir enerjiye geçiş ve karbon salınımlarının düşürülmesiyle ilgili BM 2050 hedeflerine ulaşılması için rezerv para üreten merkez bankalarının devreye girmesinin şart olduğunu savunduğu belirtildi. Devamında ise Babacan şunları kaydetti: “MESELE ÇEVRE VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYSE BÜYÜK PARALAR GEREKİYOR” “Yoksa müdahale edecek bir dünya kalmayacak ortada. Mesele çevre ve iklim değişikliğiyse büyük paralar gerekiyor. Bu büyük paraları hiçbir hükûmet hiçbir zaman bulamayacak. Amerika, İngiltere, Japonya, İsviçre, yani rezerv para üreten merkez bankalarının bunun finansmanı konusunda mutlaka devrede olması lazım. Merkez bankası başkanları bunu duyunca zıplarlar, onu da biliyorum ama az çok bu işleri bilen, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin oturduğu G20’nin zamanında dönem başkanlığını yapmış bir kişi olarak başka çare görmüyorum.”