İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kocaeli’de dinlediği esnaf, “Sekiz ay önce 4 buçuk milyara (4 bin 500 liraya) aldığım kombi, şu anda 9 buçuk milyar (9 bin 500 lira). Neredeyse iki katını geçti. En basit örneği yüzde 20-25 karla çalışırken yüzde 5’lere yakına düştük” dedi. Bir besici ise “Bizim belimizi büken yem, saman ve gübre fiyatları. Geçen sene 100 milyon lira (100 lira) olan yem, şimdi 350 milyon lira (350 lira). Ve durmayacak diyorlar… Nereye kadar gidecek. Allah sonumuzu hayretsin. Sütün de fiyatı gitti. Bir hafta aldığımız yemi ertesi hafta alamaz hale geldik. Mecbur bu da et süte yansıyor” diye konuştu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kocaeli’nin Darıca ilçesinde esnafı ziyaret etti. Doğal gaz malzemeleri satan bir esnaf, Akşener’in “İşler nasıl” sorusuna, “Çarkı döndürmeye çalışıyoruz. Çok iyi değil, çok kötü de değil” karşılığını verdi. Akşener’in “Geçindiriyor mu?” sorusuna esnaf şu yanıtı verdi: “Çok rahat bir şekilde değil. Her geçen günü arar durumdayız. Bir kere enflasyonu düşürmemiz lazım. Sekiz ay önce 4 buçuk milyara (4 bin 500 liraya) aldığım kombi, şu anda 9 buçuk milyar (9 bin 500 lira). Neredeyse iki katını geçti. Bu da hayat standartlarının, hayat şartlarının düştüğüne tekabül ediyor. En basit örneği yüzde 20-25 karla çalışırken yüzde 5’lere yakına düştük.” “BİR HAFTA ALDIĞIMIZ YEMİ ERTESİ HAFTA ALAMAZ HALE GELDİK. MECBUR BU DA ET SÜTE YANSIYOR” Bir besici ise Akşener’e “Bizim belimizi büken yem, saman ve gübre fiyatları. Allah izin verirse bunlar düşürülürse biz ayakta kalacağız. Eğer düşmezlerse ne çiftçi kalır… 50-60 tane büyük hayvanımız var, 50-60 tane de yine küçük hayvanımız var. İşte ancak kurbanda satarsak; danalarımızı, koçlarımızı yem parasını ödeyeceğiz. Geçen sene 100 milyon lira (100 lira) olan yem, şimdi 350 milyon lira (350 lira). Ve durmayacak diyorlar… Nereye kadar gidecek. Allah sonumuzu hayretsin. Yurt dışından hayvan getireyim, saman getireyim; bu olmuyor. İçerideki hayvancı ve çiftçi beslenirse yemi ile gübresi ile mazotu ile onunla muvaffak olunur.” Akşener’in “Sabahtan beri kaç müşteri girdi” sorusuna besici; “3-4 müşteri ancak girmiştir” yanıtını verdi. Esnaf, Akşener’in “Ne aldılar?” sorusu karşısında ise “Süt. Sütün de fiyatı gitti. Bir hafta aldığımız yemi ertesi hafta alamaz hale geldik. Mecbur bu da et süte yansıyor” dedi. AKŞENER: “SEÇMENİNE ‘ŞÜKÜRSÜZ’ DİYEN SİYASETÇİ VAR BU ÜLKEDE. SANA NE KARDEŞİM?” Akşener, esnaf ziyaretinin ardından kendisini bekleyen yurttaşlara seslendi. Akşener, şunları söyledi: “Seçmenin velinimet olmasını sağlamak için gezdim ben. Ve netice itibariyle, farkındaysanız, Türkiye’de hafif hafif ‘oculuk’, ‘buculuk’ gidiyor; sizin dertlerinize dair hangi çarelerin üretilebileceği ufak ufak da olsa konuşulmaya başlandı. O esnaf dükkanlarının içinde nelere rastlarsınız? Çünkü o esnaf dükkanlarında müşteri velinimettir. Müşterisine söven esnaf var mı? Halbuki seçmenine söven siyasetçi var bu ülkede. Seçmenine ‘terörist’ diyen siyasetçi var bu ülkede. Seçmenine ‘nankör’ diyen siyasetçi var bu ülkede. Seçmenine ‘şükürsüz’ diyen siyasetçi var bu ülkede. Sana ne kardeşim? Esas olan sen çiftçinin derdine hangi çareyi ürettin?” “AYÇİÇEK YAĞINI GETİREMEDİN. KAHROLDUNUZ, KALPTEN GİDİYORDUNUZ, ÇÜNKÜ TÜRKİYE’DE KENDİ GIDASI KENDİNE YETER HALİ İŞİNİ BİTİRDİNİZ” Bu sene Nisan ayında öbür gübreyi atamadılar… ‘Çiftçinin gübresini ücretsiz ver atsın’ dedik. Bak Ukrayna ile Rusya arasında savaş var. Ayçiçek yağını getiremedin. Kahroldunuz, kalpten gidiyordunuz. Çünkü Türkiye’de kendi gıdası kendine yeter hali işini bitirdiniz. Dolayısıyla Ukrayna’dan, oradan, buradan belki buğday da alamayacaksınız. Onun için ‘Çiftçinin gübresini ücretsiz ver atsın’ dedik, ‘hayır’ dediler. Ne oldu, biliyor musunuz? Telekom’un 24 milyar liralık hakkını hukukunu Hariri’nin cebine koydular, çiftçi gübre atamadı. Haram olsun, zıkkım olsun size.” İSTİHDAMA YÖNELİK HİÇBİR ADIM ATMADILAR “Mesela 10, 11, 5 maaş alan danışmanlar var Sarayda. Senin kızın, senin oğlun 4 yıllık üniversiteyi bitirip ‘ne iş olsa yaparım’ şeklinde iş arıyor, bulamıyor. Çünkü istihdama yönelik hiçbir adım atmadılar. Şimdi el ele verip bir şey yapacağız. El ele vereceğiz ve benim buraya geldim gibi ağalar, muhteremler gelecek, karşınızda hazır ola geçecek, oylarınız çok kıymetli olacak. Hep beraber öğreteceğiz, seçmen velinimettir ağalar. Ceketimi, şapkamı assam seçim zamanı bitmiştir. El ele vereceğiz ve bu harami düzeni, helal oylarınızla, sandıkta, demokrasi ile ‘attaya’ göndereceğiz.”