Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin "Niye susuyor Bahçeli? Suskunluğum asaletimdendir diyor. Hayır, niye konuşmuyorsunuz? Ülkü Ocakları MHP'nin yan örgütü. Günlerdir İçişleri Bakanı susuyor. Neredeyse gökte şimşek çaksa konuşan İçişleri Bakanı susuyor. Niye? Cumhurbaşkanı Erdoğan, niye talimat vermiyorsun? Sonuna kadar gidin diye" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ankara Masası Gündem Özel programında Gürkan Zengin'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Ankara'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu şunları söyledi:

“NİYE SUSUYOR BAHÇELİ? NİYE KONUŞMUYORSUNUZ?”

"Vahim olan bunların sokak cinayetlerine dönüşmüş olması. Demek ki bir grup sokak ortasında kendisi gibi düşünmeyenleri öldürmeyi göze alabiliyor. Aynı oyunları biz 70’li yılarda da gördük. Şimdi bu genç, hasbelkader başka biri tarafından öldürülseydi, başka bir kimliğe sahip, başka bir siyasi görüşe sahip biri tarafından öldürülse şu ana kadar sayın Bahçeli neler söylerdi Allah aşkına. Allah muhafaza Türk-Kürt kimlikleri etrafında şey değil. Ola ki böyle bir çatışmada olmuş olsaydı neler söylenirdi? Niye susuyor Bahçeli? Suskunluğum asaletimdendir diyor. Hayır, niye konuşmuyorsunuz? Ülkü Ocakları MHP'nin yan örgütü. Çok ülkücü dostum oldu ve Ülkü Ocakları’nın geçmiş liderlerinin çoğu ile de hukukum da var. Hiç bu kimlikle tenzih ederim bu toplulukları. Başka bir kimliği ile tenzih ederim. O kurumsal kimliklerin dışında söylüyorum şimdi.

“NİYE TALİMAT VERMİYORSUN? SONUNA KADAR GİDİN DİYE”

Günlerdir İçişleri Bakanı susuyor. Neredeyse gökte şimşek çaksa konuşan İçişleri Bakanı susuyor. Niye? İlk gün demeliydi sayın Erdoğan. 'Bu sokak cinayetini kim işlemişse sonuna kadar gidilecek' diye. Bir de MHP'nin ortağısın. İstanbul'da Balıklı Rum hastanesinde yangın var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, talimat veriyor itfaiye söndür diye talimat veriyor. Memlekette yangın var, insanlar sokakta canından emin değil. Niye talimat vermiyorsun? Sonuna kadar gidin diye. Kamuoyu duysun ve rahatlasın.

“BUNA KARŞI ATILAN HER ADIMI DESTEKLERİM”

1983 yılından 1994 yılına kadar her aşamada insanoğlunu rencide eden, ağır bir baskı gördük. Kızlarım gördü herkes gördü. Sadece Erdoğan’ın kızları görmedi. Şahsi bir hikayeye dönüştürmemeli bunu kimse. Buna karşı atılan her adımı desteklerim. Hiç tereddütsüz desteklerim. Ama en anlamlı adım neydi biliyor musunuz? Erdoğan’ın, benim, Bahçeli’nin atacağı adım değil; en anlamlı adım sayın Kılıçdaroğlu’nun atacağı adım. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi bu adımın içinde olursa bu meseleyi bir daha kimse gündeme getiremez. Onun için Erdoğan’dan beklediğim adım şuydu, bir kez olsun bir meselesi kendi şahsi ve siyasi ikbali için değil de millet ve ülke gençlerinin geleceği için düşünsün istedim.

“BAŞÖRTÜYÜ GOLLÜK PAS OLARAK GÖREN BİR ZİHNİYET İSLAM’A HAKARET ETMİŞTİR, KADINLARA HAKARET ETMİŞTİR”

Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu teklifi yasa olarak kabul edilse hemen geçecek bir teklifti. Anayasayı getirdi. Anayasa teklifinde iyi niyetli olmadığını şöyle gösterdi; ‘gollük bir pas geldi bana’ dedi. Düşünebiliyor musunuz başörtüsünden bir top yaptığınızı? Bu ne kadar ağır bir şey. Başörtüsünden bir top yaptı, bunu gollük bir pas olarak gördü. Bu her türlü yasadan daha ağır bir şey. Başörtüsüyle toplar oynar gibi oynamak bir Müslümanın, kadınların, mütedeyyin kesimin izzetine yakışır mı? Buna karşı tutumumu söyleyeyim, başörtüyü gollük pas olarak gören bir zihniyet İslam’a hakaret etmiştir, kadınlara hakaret etmiştir. 40 yıl süren bu mücadelenin mağdurlarına hakaret etmiştir. Hepimize hakaret etmiştir. Kılıçdaroğlu başörtüsü meselesini gollük pas olarak görse, ben kendisiyle yol yürümeyi düşünürdüm.”

 

 

Kaynak: anka