Afyonlu üreticiler, kirazın bu yıl doğal afetten zarar gördüğünü, ancak bu zararlarının TARSİM tarafından karşılanmadığını söyledi. Kirazdan kazanamadığı için ağaçlarının büyük bölümünü söktüğünü söyleyen bir çiftçi ise "Bir yıl emek çekiyoruz. İstediğimiz parayı, hakkımızı alamıyoruz. Zengin yolunu dağdan dağa aşırıyor, fakir yolunu şaşırıyor" dedi.

CHP Tarım Politikaları Genel Başkan Başdanışmanı Orhan Sarıbal, Afyonkarahisar'da kiraz üreticilerinin sıkıntılarını dinledi. 

Afyonkarahisar Deresenek Köyü'nden Ömer Oruç, “Kiraz yetiştirmek bebek beslemek gibidir. Çiftçi, senenin 12 ayı bahçesiyle ilgilenmek zorunda. Girdi maliyetleri, aldı başını gitti. İlacı, gübresi, elektriği, suyu. Yani üretici son demlerini yaşıyor” dedi. Sigorta şirketlerinin kirazda yüzde 48 zarar tespit ettiğini söyleyen Oruç, “Yerinde gördünüz. Sıkıntı içerisindeyiz. Emeğimizin hakkı yok” dedi.

"28 YIL ÖNCE BÜTÜN İHTİYAÇLARIMI KARŞILAYIP KAHVEDE ÇAY İÇİYORDUM, ŞİMDİ YETİREMİYORUM"

Üretici Celal Akbaba ise “Sigorta çok pahalıya geliyor. Ben iki sene sigortalattım. Ama bu sene 4 bin 500 metrekare bir yerim var. Orayı sigortalatmam 9-10 bin liraya mal oluyor. Ben o parayı zaten kendim bulamıyorum ki” diye konuştu.

Süt besiciliği yaptığını da belirten Celal Akbaba, “1993’te süt besiciliğine başladım. Çocuğumun süt ihtiyacını, kendi ihtiyacımı karşıladıktan sonra buzağıma bakıp, aynı zamanda kahvede çay içme imkanım oluyordu. Şimdi hayvanlarımın yem ihtiyacını karşılamak için bahçemin hasat parasını veriyorum. Ama yine de yetiremiyorum dedi.

"150 KAYISI AĞACIMDA 100 KİLO KAYISI YOK"  

Bir diğer çiftçi de kayısı ağaçlarının da hasar gördüğünü söyledi. TARSİM'den hasar desteği alamadığını ifade eden çiftçi, şunları söyledi:

“150 ağaç kayısımda 100 kilo kayısı yok. İlçe Tarım'dan kimse gelip tespit yapmadı. Ben bizim İlçe Tarım'dan şikayetçiyim şu an da. Üreticiye hiçbir yardım, bilinçlendirme yok. Gidiyoruz derdimizi anlatıyoruz. ‘Tamam gelelim bakalım’ diyorlar. Ne gelen var ne giden.”

“200 KİRAZ AĞACIM VARDI, 60 TANE KALDI, SÖKTÜM”

Kirazdan kazanamadığı için 200 ağacının yarısından fazlasını kestiğini söyleyen bir çiftçi ise şöyle konuştu:

“Bir yıl emek çekiyoruz. İstediğimiz parayı, hakkımızı alamıyoruz. Bize kim yardımcı olacak? Zengin yolunu dağdan dağa aşırıyor, fakir yolunu şaşırıyor. Biz, aldığımız işçi parasıyla da ilaç parasını ancak ödüyoruz. Bunun sonucu ne olacak? Buna bir çare istiyoruz. Olmazsa bırakalım. Söktüm zaten. 200 tane ağacım vardı. Şu anda 60 tane ağacım var. Orada topluyoruz, ama buraya geliyoruz kepaze oluyoruz.”

"TARSİM ÇİFTÇİNİN İHTİYACINA CEVAP VEREMİYOR" 

CHP’li Orhan Sarıbal ise TARSİM'in çiftçilerin zararlarını karşılayamadığını, sisteminin "çürüdüğünü" belirterek şunları söyledi:

“Şu anda yüzde 50 zayiat var. Ürünün fiyatı 10 liraya çıkmış durumda. 10 liraya bile satamayacak bu ürünü. Ne yazık ki maliyetlerini çıkaramayacak bir durumla karşı karşıyayız. Yaşanan yağmurdan dolayı kirazda çatlama var. Bu çatlamayı sigorta kapsamına alma zorunluluğu var. Ama ne yazık ki TARSİM o kadar zor ki, zarardan kaynaklanan gelecek olan gelir ne yazık ki primi karşılamıyor. Yüzde 50 zarara yüzde 30. Yüzde 60 zarara yüzde 25 gibi zararlar öngörerek ne yazık ki çiftçinin sigorta yapabilme olanağı kalmamıştır.

Bu ürün ihracat ürünü. İklimden kaynaklanan bir durum. TARSİM’in bu işi yapamadığını çok net biliyoruz. 2020 yılında TARSİM yapma oranı yüzde 14. Yüzde 86 TARSİM sigortası yaptırmıyor. Bu sistemin çürüdüğünü gösterir. Bu yüzde 14 de eğer Tarım Kredi’den Ziraat Bankası’ndan kredi alıyorsanız, bankalar kredilerini güvence altına almak için zorunlu olarak yaptırıyorlar. TARSİM şu an da çiftçinin ihtiyacına cevap vermiyor. Yeni bir sigorta sisteminin devreye girmesi lazım.”

Kaynak: anka