1- Özgüven geliştirmek için neler yapmak gerekir?
2- Özgüven eksikliği iş yaşamında genelde nasıl ya da hangi konularda ortaya çıkıyor?
3- Eğitim programınızın içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz?
4- Eğitimin süre ve ücreti( ücret aralığı da olabilir)nedir?
CEVAPLAR
1. Özgüven geliştirmekten bahsetmeden önce “özgüven” i tanımlamak faydalı olabilir. Özgüven kısaca, kişinin olabilirlik ve yapabilirliklerine inancı olarak tanımlanabilir. 
Her apatolojik insan, milyonlarca yılda evrilmiş mükemmel birer sistemdir. İnsanlar varolan güçlerini ve kaynaklarını hayatta yaşadıkları ya da yaşamadıkları çeşitli unsurlarla oluşan inançları, düşünceleri, duyguları, korkuları v.s. sebebiyle sınırlarlar. Gerçekte her insanın hayatına baktığımızda, onun çok küçük, çok kısa süreli ya da çok önemsenmeyen de olsa özgüvenli bir tavrı ya da davranışını görebiliriz. Dolayısıyla özgüvenli olmak yapıyı tekrar istenen şekle sokmakla mümkün olur.
Bu noktada “yapı” ile neyi anlatmak istediğimizi biraz açmak gerekir. İnsanların içlerinde bulundukları durumlar, bir takım duygu, bir takım düşünce ve bir takım davranışlarının sonucudur. Duygu, düşünce ve davranış (DDD) üçlüsü birbirine sebebiyet vererek bir durumu oluşturur. Yani X durumda DDD den birisi değişirse hem DDD’ nin tamamı hem de onların oluşturduğu durum değişir. 
Örn: Türkçe de A, L ve İ harflerini bu sırayla bir araya getirdiğimiz her seferde ALİ yazarız. Bir harf ya da sırası değişirse her şey değişir.
Daha canlı bir örnekle anlatırsak:
“Benim kendime güvenim yok!” diyen (düşünce) bir insan muhtemelen sıkıntılı, tedirgin bir duygu durumunda olur ve korkak, çekingen, sinik davranışlarda bulunur.
Bu kişinin çeşitli düşünce değiştirme teknikleri ile (ki doğru sorular sormak ve yeniden çerçeveleme metodlarına dayanır.) “Benim kendime güvenim yok” inancı (bu kişinin kendi inancı yani düşüncesidir, gerçekte özgüvensiz normal insan diye bir şey yoktur)  değişirse,  direkt olarak duyguları ve davranışları da değişecektir.
Ya da kişinin bazı teknikler – imajinasyon, koşullama v.b. – gibi tekniklerle duygu durumu değiştirilirse buna bağlı olarak düşünce ve davranışları değişecektir. Tabii benzer biçimde kişinin davranışları değiştiğinde yine diğer D ler ve tüm durum değişecektir.
Buradan hareketle 2 temel “Özgüven Geliştirme Tekniği” aşağıdaki gibidir.
a.           Bilinçli kaynakları kullanarak optimum özgüven geliştirmek ve korumak:
   
Bilinçli kaynakları kullanarak, optimum özgüven geliştirmek ve korumak konusunda, izleyebileceğiniz yolu, aşağıda detaylarıyla anlatacağım.
İşe, önce, kendinizi bilmek ve ortaya koymakla başlayabilirsiniz. Yani yeteneklerinizi…Güçlü ve geliştirilebilir yanlarınızı inceleyerek ‘’Ben ne yapabilirim?’’ , ‘’Şu an nelere yeterliyim?’’ ya da ‘’Hangi konularda kendimi geliştirmeye ihtiyaç duyuyorum?’’ gibi soruları cevaplayabilirsiniz. Yani biraz önce bahsettiğim terazinin bir kefesini belirginleştirmek, önemli ve gerekli bir başlangıç olabilir.’’Bilgim ne kadar?’’ , ‘’Tecrübem ne kadar?’’ ,’’Her şey ne kadar kontrolüm altında?’’ , ‘’Daha başka neleri öğrenmeli, uygulamalı ve geliştirmeliyim?’’ sorularını yanıtlamak, sizin de terazinin bir kefesini net bir biçimde görmenizi sağlayacaktır.
Bu net görüden sonra, yapmanız gerekenleri yerine getirmek artık sizin elinizde. Yani geliştirmeniz gerektiğini düşündüğünüz yönleri geliştirmek…
Daha sonra sıra tabi ki terazinin diğer kefesinde… Yani inanç… Kendnizi, yani iç teybinizi proglamlayın.Kendinizle devamlı olarak ‘’yapabilirim’’ ifadeleriyle konuşun. Yani terazinin diğer kefesini dengeleyecek derecede inancınız olsun. Siz kendinize inanırsanız, diğer sistemler de size inanır. Diğer insanların ve tüm evrenin sizin yapabileceğinize inanması ve kaynaklarını bu yolda harekete geçirmesi ancak sizin kendinize inanmanız ve ‘’yapabilirim’’ demenizle mümkün olur.
Bu yapabilirim inancı içinizde güçlü olsun ve bedeninize de yansısın. Beden dili iletişimin en önemli unsurudur.Yapılan araştırmalar, iletişimde, sözcüklerin yani anlamın sadece %7, ses tonunun %38 ve beden dilinin ise%55 önemli olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla olumlu beden dili çevrenizde olumlu bir inanç atmosferi yaratırken, sizi de hem motive edecek hem de zihninizin harekete geçmesini sağlayacaktır. Başınızı ve omuzlarınızı dik tuttuğunuz, derin ve keyifli nefes aldığınız ve gülümsediğiniz kendinizi zamanlar ne kadar güçlü ve harekete hazır hissetiğinizi düşünün.
Kendiniz inanmanızın yanında, diğerlerini de buna inandırın.İnsanların yapabileceğinize, hatta daha da ötesi, yapacağınıza inandırın.İnsanlara, herhangi bir şeyi hep yapacağınızdan bahsedin.Nasıl yapacağınızı anlatın.İnanmak da bir beceridir. Ne kadar çok tekrar edilirse o kadar alışılır.İnandığını anlatmak dahi, inanmanızı sağlayacaktırç
Ulaşabilir ve gerçekçi yüksek standartlar koyun ve bunu koruyun. Burada yüksek standartlardan kasıt ve kıyas sadece sizin kendi standartlarınızdır. Yapabileceğinizin en iyisini ortaya koyun. Olabileceğinizin en iyisi olun. Hatırlayın ki en büyük rakip kendinizsiniz. Korkularınız, sizin kendi en mükemmelinize ulaşmanızdaki tek engeldir.
İyi hazırlanma ilkesine sıkı sıkıya sarılın. Yine terazinin iki kefesini düşünün. Yetilerini arttırdıkça, o oranda inancını arttırmak; sonra yapmak, yaptıkça inancını arttırmak ve onu dengeleyecek yetileri sergilemek, bir döngüdür. Bu döngünün en başı, söylediğimiz gibi, yetileri arttırmaktır. Kendinize güvenir hissetmek istediğiniz konuda, bilginizi, tecrübenizi, kontrolünüzü arttırın. Hazır olduğunuzu bilmek özgüveninizi arttırır.
Koyduğunuz hedefle, yani gelecekle, şimdiyi bir arada düşünebilme yönünüzü geliştirin. Büyük hedefleriniz aklınızın hep bir kenarında olsun; hatta zaman zaman, bu büyük hedeflerinize ulaştığınız anı zihninizde canlandırın. Bununla birlikte hayatta tek gerçeğin ‘şimdi’ olduğunu hep hatırlayın.
Hayatta tek gerçek şimdidir. Geçmiş, tecrübelerimize; gelecekse, tahminlerimize ve verdiğimiz isimlerden ibarettir. Yaşadığınız an ve şimdi ise gerçektir.
Bundan dolayı, dediğim gibi, büyük arzunuzun, aklınızın bir yanında hep var olsun; sizi yönlendirsin. Bununla birlikte, şimdi o hedefe, merdivenin en üstüne odaklanmayın. Şimdi, adım atmakta olduğunuz basamağa odaklanın ve yoğunlaşın. O adımı en iyi şekilde atmak için tüm kaynaklarınızı ortaya koyun. O basamağa en keyifli, en anlamlı, en başarılı biçimde çıkmanız sizi başarıya götürecektir. Hedefinizi basamaklara ayırın ve her he basamağı, yaparak çıkmaya çalışın. Bu sizi hedefinize götüreceği gibi, tüm süreçten de keyif almanızı ve kendinizi başarılı hissetmenizi sağlayacaktır. Eğer merdivenin en üstüne odaklanırsanız, basamaklarda takılıp düşme ihtimaliniz ortaya çıkar. Buna ek olarak, tüm o yol, size keyifsiz, bir an önce atlatılması gereken bir süreç olarak görünecektir.
Tüm bunlara ek olarak, hayatın keyif almak yönünü de düşünürsek, mutluluğu bir istasyon olarak görmek, tüm yolu keyifsiz yapacaktır. Oysa tüm yol boyunca her ana ayrı ayrı odaklanıp, onun keyfini çıkartmak, sizi istasyona ulaştıracağı gibi, tüm yoldan da keyif almanızı sağlayacaktır. Mutluluğu bir istasyon olarak görmek ve ona göre davranmak, içerisinde küçücük mutluluk anları olan, kocaman ve bomboş bir hayat demektir.
‘’Hayatınızın anlamı, orada parıldarken bile, ona ulaşma çabalarınız başarılı olmayabilir; ama siz parıldadığınızda, o sizi hemen bulacaktır.’’
Bir şirkette çalışan bir insanı düşünün. Büyük arzusu, hedefi, departmanın müdürü olmak olan bir personel… Departman müdürü olmak her an kafasındaysa, devamlı olarak buna odaklanmış ve bunu düşünüyorsa, kendisine verilen görevlerde hata yapma olasılığı yükselecektir. Kafasının bir kenarında hep var olan ve gerçekleşinceye kadar da var olacak olan bu hedefle birlikte, o, işine odaklanır, her gün ya da her ufacık işte dahi o işi en keyifli, en anlamlı, en başarılı bir biçimde bitirmeye odaklanır ve zihinsel sağlamlığını, yani geliştirmiş olduğu zihinsel becerilerini ve yolun bir yerinde vazgeçmemek özelliğini her daim korursa, zaten bu yol onu departman müdürlüğüne götürecektir.
Kendinizi sadece kendinizle kıyaslayın ve iç-refere olun. Sizi harekete geçirecek olan şey, kendi değerleriniz, ilkeleriniz, istekleriniz olursa, daha keyifle yol alabilirsiniz ve yaptığınızda ya da yapamadığınızda bunu kendinize atfedin. ‘’Ben yaptım:’’ ya da ‘’Ben yapmadım/yapamadım.’’  demek, sizi başarıya götüren yolda çözümlere ve özgüvene daha kolay ulaştırabilir. Ancak başarısızlığa mahkum insanlar, yaptıkları ya da yapmadıkları dış faktörlere atfederler. Başarılı insanlar, bu tuzağa düşmez, suçu başka yerlerde arayıp çözümsüz kalmazlar. ‘’Ben yapamadım/yapmadım.’’ ,’’Nasıl çözerim’’ anlayışını getirecekken, ‘’Onun yüzünden oldu.’’ İfadesi, suçu ‘’O’’  na attığından, çözüm çabasını da ‘’O’’ na atmış olacaktır. ‘’Çok çalıştım, sınavdan 10 aldım; öğretmen bana bakmış 4 verdi.’’,’’Onun sayesinde başardım.’’ Anlayışlarını bırakıp, ‘’Ben istediğim her şeyi başarabilirim, eğer başaramadıysam eksiklerim var demektir. Geliştirip tekrar dener ve başarırım.’’   Anlayışına geçmek, daha faydalı olabilir.
Kaybetmek ya da kazanmak birer durumdur. Ve biri biter; yeni biri başlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; ‘’Başarılarda gururu yenmek, felaketlerde ümitsizliğe direnmek gerekir!’’ Bunlar hayatın gerçekleri ve olması hep muhtemel olaylardır. Bunların herhangi birinde –başarı ya da başarısızlık- bunların birer durum olduğunu ve eğer sizi mutlu ettiyse değiştirebilecek olanın ve bunların yollarını bilenin, siz olduğunu hatırlayın!...
Tüm resmi görün. Yaptıklarınızın bir yönündeki olumsuzluğu büyütmek yerine, ‘’yeniden çerçeveleyerek’’, olumlu yönleri de görmek size katkı sağlayacak bir unsur olabilir.
Zaman Zaman gün içerisindeki bir olumsuzluk, tüm gününüzün olumsuz geçmesine sebep olabilir. Bununla birlikte, tüm resme baktığınızda, görebilirsiniz ki, o olumsuz durum günün belki de sadece birkaç saniyesini ya da resmin sadece küçücük bir noktasını kapsıyor olabilir.Dolayısıyla bir an durup düşündüğünüzde ya da bu kitabın ilerleyen sayfalarında bahsedilen ‘Stratejik Soru Sormak’ ve ‘Dilde Seçenekler Yaratmak’ tekniklerini kullandığınızda resme farklı ve daha büyük açılardan bakabilmeniz mümkün olabilir. Ve böylece resimdeki bir sürü olumluluğu ve başarıyı da görmeniz mümkün olabilir.
%99 konsantrasyon; %100 başarısızlıktır.’’ (Bill Beswick) Konsantrasyon, bir şeye tamamen odaklanmaktadır. Eğer ufacık bir dikkat dağıtıcı unsur varsa, konsantrasyon yok demektir. Dikkati dağıtan küçücük bir unsur, tüm emeklerin boşa gitmesine sebep olabilir.
Oyunda kal! Soğukkanlı ve derli toplu kalmak, iyi bir oto-kontrol ve azimle devam etmek,başarıyı getirir. İsteğinizi doğru belirlediyseniz, azimle,rahat ve keyifle engelleri aşmak sizin elinizde. Bu durumda, isteğinizi doğru belirlediğiniz için, vazgeçmeden, farklı seçenekler bulup ya da yaratıp, bunları uygulamak, sizi başarıya götürecektir. Hatırlayın, birçok başarılı  kişi bulundukları noktaya, ‘’başarısızlıklar’’, ‘’yıkılışlar’’ , ‘’hüsranlar’’ yaşayarak gelmiş olabilir. İyi kaptanlık dalgalı ve fırtınalı denizde belli olur.
b.      Bilinç dışı kaynakları kullanarak optimum özgüven geliştirmek ve korumak:
           
 Hep söylediğimiz gibi her insan ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahiptir, yenilerini yaratır ya da henüz farkında olmadıklarını ortaya çıkartmayı ve kullanmayı öğrenebilir. Burada kullanacağınız uygulamanın temeli, hepinizin geçmişte kendinizle gurur duyduğunuz, başarılı, keyifli ve anlamlı hissettiğiniz bir anın var olmasıdır. Herkes hayatının bir zamanında, bir durumda özgüvenlilik sergilemiştir. İşte kaynaklarınızı ortaya çıkarmanın ve onları istediğiniz zaman kullanmanın bir yolu:
1. Kendinize belirgin bir noktaya belirleyin ve orada durun. Evdeki halının bir köşesi ya da masanın bir köşesi v.b. olabilir.
2. O noktada dururken, hayatınızda daha önce kendinize çok güvendiğiniz bir anı düşünün. Bu anı yine dikkatlice ve konsantre olarak zihninizde sinestezik olarak canlandırın.
3. Şimdi o noktadan bir adım uzaklaşın ve rahatlayın.
4. Şimdi kendinize güvenmediğiniz (özgüven geliştirmek istediğiniz) bir durumun hemen öncesini zihninizde canlandırın. Bu birisiyle konuşmak olabilir, topluluk önünde konuşmak olabilir, bir beceriyi sergilemek olabilir…
5. O,hemen önceki andan durumun olduğu ama doğru girerken, biraz önce, özgüvenli halinizi yaşadığınız noktaya geri dönün. Şimdi o noktada özgüven geliştirmek istediğiniz durumu tam olarak canlandırın.
6. Rahatlayın
7. Şimdi o noktanın dışında bir yerde özgüven geliştirmek istediğiniz durumu tekrar canlandırın. Ne hissediyorsunuz?
  
2. İş dünyasında özgüvenle ilgili sıklıkla rastlanılan sorunları şöyle sıralayabiliriz:
a. İnanç eksikliğine, yani sahip olunan birikimden daha az inanca sahip olmaya bağlı düşük özgüvenle oluşan sosyal fobi ve bunun daha çok görünen yüzü toplum önünde konuşamamak.
b. İlk şıktaki durumun tam tersi olarak sahip olunan birikimden daha fazla inanca sahip olmaya dayalı aşırı özgüven ve bunun sonucu olarak aşırı talepkarlık ya da hayal kırıklıkları.
3. OPTIMUM ÖZGÜVENİ OLUŞTURMA SEMİNERİ©
AMAÇ Çalışan insanın verimliliğinin önündeki en büyük sorunlardan birisi kendine güvenini yönetememektir. Kişiler özgüveni yönetememek nedeniyle zihinsel ve fiziksel olarak çöküntü yaşamakta; bu da iş verimliliğinin düşmesine sebebiyet vermektedir. Özel hayat ve iş hayatı arasında bir çözümsüzlük döngüsü oluşmaktadır.
Bu seminer çalışanların zihinsel olarak dayanıklı, güçlü ve hatta zor şartlar altında verimliliklerini geliştirebilen birikim-inanç dengesini koruyarak yukarıya doğru taşıyan kişiler olarak eğitilmesini hedeflemektedir.
İÇERİK
Özgüven nedir?
Optimum özgüven nedir?
Kendi değerinin farkına varmak
Zihnin fizyolojisini lehte kullanmak
Nefsi doğru kullanmak
Bakış açılarını değiştirmek
Doğru hedef ve amaç belirlemek
Olumlu yüksek enerji
Doruk performans
Motivasyon stratejileri 
Yüksek konsantrasyon
Sınırları yönetmek
Mayınları temizlemek
Çapalar atmak 
Yeniden çerçevelemek
Gevşeme ve rahatlama egzersizleri
KİMLERE Tüm kurum çalışanlarına