ZEHRA DEĞİRMENCİ/SİBEL KAHRAMAN

(BURSA)- Bursa'nın İznik ilçesi sakinleri ve çevre örgütleri, İznik Gölü’ne 150 metre mesafede yapılması planlanan “Tarım ürünleri etken madde, bakır sülfat ve kimyevi gübre üretim tesisi”ni protesto etti. Darkalı Çevre ve Doğa Gönüllüleri Platformu’ndan Osman Hepgül, "Bu tesisin kurulup faaliyete geçmesi, bölge için çok önemli olan kaliteli tarım arazilerinin kaybına, bölgenin sürdürülebilir yaşam özelliklerinin tahribine, tehlikeli atık ve hava kirliliği oluşumuna, hatta tarihi değerlerin yok olmasına kadar çeşitli zararlara sebebiyet verecektir" dedi.

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) iştirakı HEKTAŞ Ticaret Türk A.Ş’nin Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde hali hazırda faaliyet gösteren “Tarım ürünleri etken madde, bakır sülfat ve kimyevi gübre üretim tesisi”ni Orhangazi ilçesinde İznik Gölü’ne 150 metre mesafede bulunan ve Bursa Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından ‘3. Derece Arkeolojik Sit Alanı’ olarak belirlenen bölgede yapma planı İznik halkı ve Bursa Çevre Platformu tarafından protesto edildi.

"İZNİK GÖLÜ YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA"

HEKTAŞ’ın ÇED Süreci Halkı Bilgilendirme Toplantısı öncesi bir araya gelen bölge sakinleri ve çevre örgütleri, basın açıklaması yaptı. Darkalı Çevre ve Doğa Gönüllüleri Platformu adına konuşan Osman Hepgül şunları söyledi:

"Bugün İznik Gölümüz için buradayız. Gölümüz çöl olmasın diye buradayız, tarım arazilerimiz için buradayız, temiz havamız için buradayız, zehir solumayalım diye buradayız. Daha bundan birkaç gün önce Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, ‘Zümrüt Anadolu'yu talan ettik, ağaçlarımızı yok ettik, ormanlarımızı kel bir hale getirdik’ diye itiraf gibi bir açıklama yapmışken, yaşamsal ekolojik dengeyi sağlayan, billur gibi suyu olan İznik Gölümüz gözümüzün önünde yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Üzülerek belirtmek isteriz ki, HEKTAŞ Ticaret Türk A.Ş tarafından Orhangazi İlçemizde, İznik Gölü'ne sadece 150 metre mesafede tarım ürünleri etken madde üretimi, bakır sülfat üretimi ve kimyevi gübre üretim tesisi kurulması ve işletilmesi planlanmaktadır. Bu tesisin kurulup faaliyete geçmesi, bölge için çok önemli olan kaliteli tarım arazilerinin kaybına, bölgenin sürdürülebilir yaşam özelliklerinin tahribine, tehlikeli atık ve hava kirliliği oluşumuna, hatta tarihi değerlerin yok olmasına kadar çeşitli zararlara sebebiyet verecektir.

"İZNİK GÖLÜ’NE SAHİP ÇIKIYORUZ"

Bu çerçevede İznik Gölü'ne, tarım alanlarımıza, sulak ve karasal alandaki yaşamsal ekolojik dengeye, 3. derece sit alanı ilan edilen alanlara, tarihi ve kültürel mirasımıza, temiz havaya sahip çıkıyoruz. Tehlikeli atık depolama alanlarına, yıkıma, tahribata, toz ve gaz emisyonuna, zehirli atık üretimi ile yaratılacak geri dönülmez harabiyete, yoğunlaşmış trafiğe karşı duruyoruz. Tüm çevresel zararlardan korumak için İznik Gölümüze sahip çıkıyor, Firmanın ÇED başvuru dosyasına Darkalı Çevre ve Doğa Gönüllüleri Platformu, İznik Çevre ve Yaşam Platformu, Çocuklar Hepimizin Eğitim ve Öğretimi Destekleme Derneği, İznik Atatürkçü Düşünce Derneği, CHP İznik İlçe Başkanlığı, İznik Ziraat Odası, Bursa Çevre Platformu, Kayın Ormanı Derneği ve çevre halkı olarak onay vermiyoruz, kabul etmiyoruz. Gölümüzün, tarım alanlarımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz.”

"İZNİK MEDENİYETİN KALBİDİR"

İznik Çevre ve Yaşam Platformu’ndan Ceren Tuncer de şunları söyledi:

"Bugün İznik Gölümüz için buradayız. Anadolu medeniyetlerine ev sahipliği yapmış, zenginlikleri acılar ve gözyaşları ile yoğurmuş bereketli toprakların adıdır. Öylesine değerler katmıştır ki insanlık alemine, asırlar geçmesine rağmen izleri silinmeden gelmiştir günümüze. İznik ise bu bereketli toprakların kalbi gibidir. Medeniyetler kurulmuş, ihtişamlı dönemlere ayna olmuştur bu verimli topraklar. 'Bu göl İznik gölüdür' diye başlar şair şiirine. Çeşmeden kana kana içilen su İznik'te gölden içilirdi geçmiş zaman içinde. Maneviyatın aynaya yansıması, tarihin buram buram ekmek kokan halidir bu topraklar. Yarınlarımıza bırakmak üzere geçmişten bizlere emanet bırakılan en nadide eserdir İznik Gölü. Bizler bu değerlerin kaybolmaması için bir araya gelen İznik sevdalılarıyız. İznik Gölü ve doğasını kaybetmemesi için çabalayan bu kentin sakinleri olarak İznik Çevre ve Yaşam Platformu olarak bir araya geldik.

"İZNİK İKİNCİ DİLOVASI OLACAK"

Dünya iklim krizi, kimyasal kirlilik ve biyoçeşitlilik kaybıyla boğuşurken, İznik Gölü, Orhangazi kıyısı, gözü ranttan başka bir şey görmeyen, yağmacı ve talancı siyasi ve yöneticilerin elinde, ikinci Dilovası'na dönüştürülmekte. Türkiye'nin 5. büyük gölü, İznik Gölü su seviyesi minimum işletme kotu olan 83,30 m. altına düştü. Göl, artık 'SOS' veriyor. Gölün suyunu çeken Cargill ve Gemlik Gübre fabrikalarının ardından, Varaka Kağıt Oluklu Mukavva Tesisi’ne ÇED olumlu kararı verildi. Bu da yetmezmiş gibi HEKTAŞ kimyasal gübre, zehirli zirai ilaç ve bakır sülfat (göztaşı) üretimi için ÇED başvurusunda bulundu. Cargill ve Gemlik Gübre'den sonra İznik Gölü'ne bir hançer daha vurulmak isteniyor. Bütün bileşenlerimiz olarak güçlü bir direniş ile bu projelerin karşısında olacağız. Gölümüzün çevresinde fabrika istemiyoruz. Bu sesleniş İznik Gölü içindir, değerlerimize, çevremize ve sahip çıkmak adına ve bizden sonraki nesillere yaşanılabilir bir İznik bırakmak hayali üzerinedir. Gelin ses verin sesimize.”

Kaynak: anka